11. Bölüm | ''Love is nowhere''

1.7K 48 0
                                    

Niall'ın, Harry'nin dövme karşılığında ona Nando's ısmarlayacağını söylemesi üzerine birlikte bir taksiye atlamış ve Nando's'a varmıştık. Yemeklerimizin bitmiş olmasına rağmen oturup konuşmaya devam ediyorduk. Harry, Niall'a dövmesinin enfeksiyon kapmaması için neler yapması gerektiğini anlatıyordu. Bense yiyemediğim tavuk butunu çatalla itiştiriyordum. 

''İlk iki gün dövmen su görmemeli,'' diyerek açıkladı Harry tecrübeyle. Eh, vücuduna o kadar yaptırdığı dövmeden sonra bunu çok iyi biliyor olması normaldi tabii. ''Sonra on gün boyunca merhemle oraya bakım yapmalısın, aksi takdirde dövme kurur ve boya matlaşabilir.'' Vay be, Jamie'ye çıraklık yapmalıydı kesinlikle. ''Ayrıca ilk birkaç ay da güneşten uzak kalması gerekiyor.'' Niall başını sallayarak onu anladığını belli ederken bir yandan tavuk butunu ısırıyordu. 

''Bu arada,'' diyerek bana döndü Harry. Ona kaşlarımı kaldırarak baktım. 

''Hım?''

''Sasha bir fotoğraf çekimi ayarlamaya çalışıyor. Seninle birlikte, film için.'' Ona şaşkınca kaşlarımı çattım. 

''Sasha?'' 

''Senin gibi bizimde menajerimiz var, Dakota,'' dedi gülerek. ''Filmin tanıtımı için kapak fotoğrafı çekimlerine en yakın sürede başlamalıymışız.'' Çatılan kaşlarımı serbest bıraktım ve gülümsedim. 

''Pekala.'' Kucağımdaki çantamı omzuma astım ve tam ayağa kalkacakken Niall seslendi. 

''Nereye?'' 

''Biraz tur atıp eve gitmeyi planlamıştım?'' 

Niall mızmızlandı. ''Otur Dakota, zaten hep evdesin.'' Ona gülümseyip çantamı omzumdan tekrar kucağıma aldım. 

''Pekala o halde.'' 

Bir süre daha Nando's'ta oturup sohbet ettikten sonra çocuklar benim yerime de hesabı ödemişti ve yiyemediğim butları paket yaptırarak oradan ayrılmıştık. Büyük binaların çevrelediği caddede ilerlerken bir yandan Burger King'den aldığım BKool Çikolata ve Karamelli tatlımı kaşıklıyordum. 

''Zayn'le nasıl gidiyor?'' dedi bir anda Niall imalı imalı. 

Ona cevap vermedim ve dondurmayı kaşıklamaya devam ettim. ''Biliyor musun, Zayn seni gerçekten önemsiyor, Dakota.'' Bu sefer Harry konuşmuştu. Sesi Niall'a göre daha ciddiydi. Yine cevap vermedim. Apartmanımın olduğu sokağa doğru yaklaşıyorduk ne de olsa.

''Instagram kullandığını biliyordu, seni takip etmek için kendine hesap açtı. İnanabiliyor musun? Bizim sersem Zayn? Ona kullanmayı öğretmek için bayağı uğraştık.'' 

En sonunda ona sertçe döndüm. ''Bu seni ilgilendirir mi, Harry? Zayn'in geçmişinin nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, insanların onu ne şekilde bildikleri umurumda değil ama insanlar büyür ve insanlar değişir.'' 

 Bunlar benim ağzımdan mı çıkmıştı? Kaşlarımı çattım ve başımı iki yana salladım. Zayn'e kırılan ve güvenmekte zorlanan ben, şimdi onu Harry'e savunuyordum, öyle mi? Aman tanrım. 

''Neyse Harry,'' dedim elimi toparlamak için önemsizce sallayarak. Bakışlarımı yerden ayırıp yeşil gözleriyle buluşturdum. ''Bu konuşmayı yapmadık farz et. Evime yaklaştık bile, ben artık gitsem iyi olur.'' Niall'a döndüm. ''Hoşça kal, Nialler.'' Tekrar Harry'e döndüğümde bana hak verirmiş gibi başını salladı. 

''Haklısın, üstüne gittiğim için üzgünüm,'' dedi bir süre sonra ve yüzüne gülümsemesini yaydı. Gülümsemesine karşılık verdim ve ona sarıldım. ''Hoşça kal, Hazz.'' 

The Love Is Between Us Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin