Zayn'le tüm Disney karakterleriyle tanışmış ve sonra da bir gösteriye katılmıştık. Disney karakterleri büyük sahnede şarkı eşliğinde dans ederken, Mickey Mouse karakteri bizi işaret etmiş ve sahneye çağırmıştı. Onlarla dans edip resim çektirmiş ve twitter'a atmıştım.
Ne gün ama. Haha! @zaynmalik
Gösteriden sonra bir gondol ve hız treni turu yapmış ardından süt mısırı yemiştik. İlk başta hız trenine binmeyi göze alamamıştım ama Zayn'in ısrarlarından kurtulmak için sonunda kabul etmiştim ve cidden ciğerlerimi kusacak kadar olmuştum. Şimdide çarpışan arabalara binmek için sırada bekliyorduk. Düdük çaldığında Zayn'le boşalan bir arabaya atladık. Bana doğru döndü ve kaşlarını çattı. ''Kemerini bağla, Dakota.''
Gözlerimi devirdim. ''Otobana çıkmıyoruz, Zayn. Merak etme.'' Zayn, başını sanki ben hiçbir şeyden anlamıyormuşum gibi iki yana sallayıp kemerimi aldı ve önümden geçirip yana taktı. Hiçbir şey demedim. Zayn düdük çaldığında arabayı kullanmaya başlamıştı, bir o yana bir bu yana sürüyor ve her seferinde bir köşeye tosluyordu. En sonunda direksiyonu ben kapmıştım. Vücutlarımız birbirine değiyor ve nefesi enseme çarpıyordu. Bu konsantrasyonumu kaybetmeme engel olmadı ve kahkaha atarak arabalara çarpmaya devam ettim. Zayn'in arkamdan güldüğünü hissedebiliyordum. Kollarını kollarımın altından geçirip direksiyonu tuttu ve ellerimin üzerine ellerini koyarken yavaşça kulağıma eğildi. ''Acıktın mı?'' Zayn'in bu sorusunun ardından çarpışan arabalardan ayrılmış ve Goofy's Kitchen'a gitmiştik. Duvarları rengarenk olan çok canlı bir ortamı vardı. Zayn'le bir masaya oturduk. Onunla eskisi gibi görünüyorduk ama öyle hissetmiyordum. Kendi kazdığın kuyuya düşmek deyimi bu demek olmalıydı. Joanne başından beri haklıydı. Aklıma kinayeli sözleri gelmişti bir anda.
Hiçbir şey. Ne olacak ki? Alt tarafı unvanın melekten sürtüğe düşer ve kendinizi saçma, gerçek olmayan ve kameraların sizi rahatsız edip durduğu bir ilişkinin içinde bulursunuz.
Başımı iki yana sallayarak başımın içinde yankılanan Joanne'in sesini kovdum. Bunu düşünecektim ama şuanda değil. Daha sonra düşünürdüm fakat şuanda sadece anın tadını çıkarmalıydım. Zayn'e döndüğümde başında dikilen bir Goofy karakteri gördüm. Zayn ona garipsercesine bakıyordu ve bu çok gülünçtü. Dudaklarımı ısırarak gülmeme engel olmaya çalıştım ve Goofy'e doğru döndüm. Burası daha çok küçük çocukların geldiği bir restorandı ama Zayn'i ikna edip sokmuştum buraya. Ne bileyim, çok sevimli görünüyordu dışarıdan. ''Siparişinizi almak için geldim, çifte kumrular,'' dedi Goofy esprili bir ses tonuyla. Pekala, bu Goofy bozuntusundan hoşlanmamıştım. Kaşlarımı çatıp kollarımı göğüs hizamda birleştirdim. ''Hiç komik değilsin.''
Goofy kahkaha attı. Kafasındaki koca plastiği çıkarıp boğazını sıkmak istemiştim ama böyle yaparsam herhalde Goofysever çocuklarda benim boğazımı sıkarlardı. ''Pekala, siparişiniz nedir?''
Zayn menüye baktıktan sonra benim fikrimi almadan Goofy'e döndü. ''Büyük boy pizza istiyoruz. Bir de birer adet bira.''
Zayn'e 'ciddi misin?' dercesine baktığımda Goofy çoktan Zayn'e cevap vermişti. ''Menümüzde alkol yoktur, beyefendi. Burası çocuklara yönelik bir restoran.''
Zayn'in öfkelendiğini görebiliyordum. Dişlerini sıktığını kasılan çenesinden anlamıştım hemen. O da Goofy'e karşı benimle aynı duyguları besliyordu şimdi. ''Pekala, iki adet kola. Siparişleri normal garson kılığında birine getirtirsen seviniriz. Hoşçakal.''
Goofy gittiğinde şaşkınca Zayn'e döndüm. ''Tanrım, Zayn. Bizi attırmak mı derdin?''
Zayn omzunu umursamazca silkti ve cevap vermeden telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Gözlerimi devirdim. Pizza geldikten sonra üç dilim yeyip Zayn'e gerisini bırakmıştım. Çünkü canım tatlı söylemek istemişti ve bende ballı bir krep sipariş etmiştim. Siparişim masaya ulaştığında yaratıcılıklarına tebrik ettim gerçekten. Mickey Mouse şeklinde kesilmiş bir krep duruyordu karşımda. Yanında da meyve ikramı yapmışlardı. Yemekten sonra etrafı gezmeye çıktık. Bir ara Güzel ve Çirkin karakterleriyle de fotoğraf çektirmiştik. Etrafta birçok çizgifilmi andıran tuhaf şekilli evler vardı. Büyük ışıklı dönme dolabın önüne geldiğimde gözlerim büyüdü. Zayn elimi tutup beni oraya çekiştirmeye başladığında ona itiraz etmedim ve bir kabinin içine geçtik. Dönme dolap hareket edip yükselirken dışarıyı kuş bakışı seyrediyordum. Buradan her yer çok güzel ve ışıltılı gözüküyordu. Zayn'in boğazını temizlediğini işittiğimde ona döndüm. Karşımda oturuyordu, hafif öne eğilmiş ve ellerini birbirine kenetlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Love Is Between Us
FanfictionBir aktris. Filmleri gişede kuyruk oluşturuyor, sıkça imza törenine gidiyor, milyonlarca hayranı var. Bir gazeteci onu görüyor ve soruyor: ''Bize aşkı tanımlar mısınız, Bayan Collins?'' Gülümseyerek gazeteciye dönüyor ve cevaplıyor. ''Aşk, sadece...