46. Bölüm | "Ellen Show"

140 6 0
                                    

Londra'dan geri dönerken, -özel jet ile gideceğimiz için, rahatça- bavuluma Zayn'nin beni çizdiği, karakalem portresini sıkıştırıp, bebek gibi sevdiğim Bonsai ağacımı da sarıp sarmalamakta hiçbir sıkıntı görmemiştim. Ah, Joanne dalga geçiyor olmalıydı çünkü Amerika'yı deli gibi özlemiştim. Daireme varır varmaz, Zayn'nin bana verdiği bu iki hediyeyi de, koca peluş pandamın yanına sıkıştıracaktım. Ne yazık ki, rotamız New York değildi henüz.

Ah bir de, kabalık etmek gibi olmasın ama, uzun bir süre Londra'ya seyahat edesim yoktu.

Heathrow Havalimanı'ndan başlayan yolculuğumuzun sonunda, Fort Lauderdale-Hollywood Uluslararası Havalimanı'na vardığımızda, heyecandan yerimde duramıyordum adeta. Amerika'ya adım atmayalı aylar olmuştu. Eh, en azından birkaç kaçamak yapıp, arada Zayn ile dönmüştüm buraya. O da olmasa, neredeyse dokuz ay olurdu.

Bizi havalimanından, içi oldukça geniş bir limuzin ile, Paul'un ayarlarığı bir şoför aldı. Hollywood Roosevelt Otel'e bıraktıktan sonra, bavullarımızı dışarı çıkardı. Bellboy yardımıyla, otele doğru yol aldık. Ah, ufak dairemin iç ısıtan kokusunu bile çok özlemiştim ama bir gecelik, otelde kalmak zorundaydım.

"Akşam dokuza kadar hazırlanmayı unutma, güzelim," diyerek dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı Zayn. Çocuklarla ayrı bir süit odada kalacaktı. Yani Paul öyle ayarlamış. Eh, bundan şikayetçi değildim aslında çünkü süit dairesi kocamandı ve çocuklarınki de hemen yanında kalıyordu.

Gülümseyip, çocuklara el salladım ve bavullarımı içeri sürükleyen bellboya, cüzdanımdan bahşiş verdim. Evim güzel evim! demek vardı, ancak burası saray yavrusu gibiydi ve evimin sevimliliğinden de çok uzaktı. Bavulumu yatağımın kenarına çektim. O anda Ellen Show düşmüştü. Ah, güzel bir şeyler giyip, makyajımı yapmalıydım. Ondan önce, otel telefonundan süite yiyecek bir şeyler söylesem iyi olacaktı gerçi; karnım gurulduyordu.

Dün Joanne'nin mesajının ardından, Paul aramıştı çocukları ve saat onda, özel jet ile döneceğimizi söylemişti. Yani, Harry pek bir üzgündü bu duruma; Cara, Londra'da yaşıyordu sonuçta.

Pencereden dışarıya, Hollywood tabelasına baktım. Aralık ayı geliyordu ve burası şimdiden buz tutmuştu. Geçen kış, Ocak ayında çocuklarla çalışmak için çağrıldığımı düşününce, zamanın su gibi aktığını daha iyi görüyordum.

Yatak odasının kapısından içeri girdiğimde, bavulumu ve kucağımda taşıdığım Bonsai bitkimi dikkatlice bir köşeye yerleştirdim. Ardından, laptopımı çıkardım ve şarja bağlayıp, baş ucunda duran Wifi şifresi sayesinde, internete bağlandım. Zaman geçirmek için girmiştim ama o sırada aklıma geldi. Google arama boşluğuna Where We Are Turnesi Konser Yerleri yazıp arattım.

Önüme çıkan ilk linke bastım ve önüme bir liste çıktı. Kuzey Amerika, Where We Are Turnesi başlıklıydı.

3 Ocak'ta başlayıp, 5 Mart'ta bitiyordu. Listede detaylıca göz gezdirdim.

3 Ocak: Rogers Center in Toronto, ON
6 Ocak: MetLife Stadium in East Rutherford, NJ
9 Ocak: Gillette Stadium in Foxboro, MA
13 Ocak: Nationals Park in Washington, DC
15 Ocak: Lincoln Financial Field in Philadelphia, PA
18 Ocak: Ford Field in Detroit, MI
21 Ocak: LP Field in Nashville, TN
24 Ocak: Reliant Stadium in Houston, TX
29 Ocak: Edward Jones Dome in St. Louis, MO
31 Ocak: Soldier Field in Chicago, IL
15 Şubat: Rose Bowl in Pasadena, CA
19 Şubat: University of Phoenix Stadium in Phoenix, AZ
22 Şubat: Sun Bowl Stadium in El Paso, TX
24 Şubat: Alamodome in San Antonio, TX
26 Şubat: BOK Center in Tulsa, OK
28 Şubat: Mercedes-Benz Superdome in New Orleans, LA
30 Şubat: PNC Music Pavilion in Charlotte, NC
2 Mart: Georgia Dome in Atlanta, GA
3 Mart Mart: Raymond James Stadium in Tampa, FL
5 Mart: Sun Life Stadium in Miami, FL

The Love Is Between Us Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin