Otobüs durağına ilerlerken belli ki evsiz olan saçı sakalı birbirine karışmış yeşil gözlü yaşlı adam yaklaştı: "Bir çorba ya da simit parası lazım evlat. Var mı paran?"
Mustafa, ona istediğinden biraz fazlasını verdi. Sonra tramvaya bindi. Kısa bir yolculuğun ardından indi otobüsten. Babası simit tezgahının arkasındaydı, yabancı bir adamla sohbet ediyordu.
"Bu benim oğlum Cemil bey, Mustafa!" dedi İsa. Oğlunun sırtına dokundu gururla.
"Merhaba!" dedi Cemil, elini uzattı, el sıkıştılar.
"Mustafa, Cemil bey işadamı, yapılacak bir iş var, adam arıyordu. Tam da lafının üstüne geldin, tabi Cemil bey kabul ederse, ne dersin Cemil bey?"
Cemil sakallı, kısa boylu ama geniş omuzlu biriydi. Saçları dökülmüş, yanlardan azıcık kalmıştı.
"Çok isabetli olur; tabi Mustafa isterse?"
"Neden istemesin ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Romance15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...