Gençler işe başladı birbiriyle hiç konuşmadan.
Bir süre sonra 2 genç de yorgunluktan tıkanmıştı. Fatih mola verince Mustafa da ona katılmıştı. Kamyonda uyuklayan, müzik dinleyen iri yarı şoför bağırdı: "Kaytarmayın, işin acilen bitmesi lazım. Beni getirmeyin oraya!"
İkisi de umursamazca baktı şoföre.
"Tamamdır abi, sen kafanı yorma, için rahat olsun, az dinlenelim." dedi Mustafa.
"Gelse ne olacak ki! Alltan alma. Hiç sevmem böylelerini!"diye kükredi Fatih.
"Hişt, sesine dikkat et. Duymasın. Dik başlılık iyi değildir. Ama bazen gereklidir, o da hakkını savunmak."
Fatih, yerden bir ot kopmış çiğniyordu, gülümsedi ona. Başını önüne eğdi.
Mustafa, sıskaya acıyarak baktı. Bu bedenle bu iş birbirine uymuyordu. Ama onun arı gibi gayretle çalışmasına şaşmıştı.
"Onu nerden tanıyorsun?" dedi Fatih.
"Kimi? Şoförü mü?"
"Hayır; Cemil'i soruyorum?"
"Tanımıyorum; peki sen?"
"Ben de tanımıyorum. Kahvehanenin önüne geldi, kahveciyle konuştu, ocakçı beni önerdi. Böyle."
"Yapacak başka bir iş bulamadım mı?"
Fatih, sempatik biçimde baktı: "Ben hep böyle işler yaparım." Neden böyle dedin?"
"Senin gibi ufak tefek birinin işi değil bu. Çok geçmeden kimi organların iflas eder. Senin iyiliğin için diyorum. Sakın beni yanlış anlama. Babam simit satar. Simit satsan bundan çok daha iyidir, her bakımdan."
"Çok sevdiğimden bu işi yapmıyorum ki. Bir gün iyi bir işe girerim elbette. Denemelerim boşa çıktı."
"Pes etme."
"Sen de gardaş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Romance15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...