"Esir değilsin bilader. Bana çatmana da gerek yok ki. İşin özü, ne kadar çabalasak boşa, hırpalamayalım kendimizi, bu işlerde acele çalışılmaz. Bugün bence çok az iş yapalım. Çünkü Cemil paramızı vermeyecek bence, gelince de bir şeyler uydururuz. Dünkü işimizin parasını alabilirsek alırız, alamazsak da bizi kullanmasını engellemiş oluruz, başka bir iş buluruz."
"Kalk! Çalışmaya başlayalım, bir deneyelim, en azından. Oturunca kendimi hırsız gibi hissediyorum.
Fatih toparlandı. Çalışmaya başladılar. Mustafa arı gibi çalışırken Fatih tam tersiydi. Uyuşuk ve hevessiz çalışıyordu, oyalanıyordu aslında. Gerçekten sinir bozucuydu.
Mustafa, onu umursamayı bıraktı. İyice kan ter içinde kaldığında, bedenini işin acı yorgunluğu sardığında farkında olmadan Fatih'e takıldı gözleri. Fatih, nerdeyse yarım saattir aynı yerdeydi. Üstelik bir şarkı mırıldanıyor, ıslak toprağa çiviyi atarak saplamaya çalışıyordu. Mustafa, sert bir söz söyleyecekti; ama sineye çekti.
Mustafa deli gibi susamıştı. Villanın aşağısında, ağaçların arasında su kuyusu vardı. Patikadan iniyordu. Fatih'le karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Romance15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...