Masaya kuruldu.
"Bu ne Cemil abi?" diye sordu Mustafa.
"Soygun planı." Güldü. "Hayır. Midye dolma satışı yapacağım merkezi yerleri tespit ediyorum. Hangi saatlerde nerede bulunmam gerektiğini, insan yoğunluklarının nerde olduğunu tespit ettim, oralara yerleştiriyorum işaretleri."
Rüstem amca; yani Ali'nin babası bu işin içinde."
"Ali de motorla satar, herhalde."
"Yok. Onu verdi birine. Onun uğursuz olduğunu düşündüğü için. Hırsızlıktan gelen parayla alınan bir motor ne de olsa. Adam hapiste olduğu için Ali'ye çıkana kadar kullansın diye vermiş. Adamı da öldürmüşler hapiste. Ali, motoru satıp parasını fakirlere dağıttı.
"Balık da ne güzel koktu." dedi Mustafa
"Fatih de aramızda olsa güzel olurdu." dedi Cemil.
"Benim de aklıma gelmişti. Diyemedim."
"Ara gelsin."
"Telefonu yok ki. Ama paket yaparsanız gidip götürebilirim. Ama kardeşleri de var. Büyük paket olabilir mi?"
"Elbette" dedi Ali.
"Cemil abi, midye dolma satma işine Fatih'i de dahil edersin sanırım? Bir işie ihtiyacı var. İnşaatlarda sürünüyor."
"İsterse olur tabi."
Sofra hazırdı, Mustafa birkaç lokma yedi ve kalktı, balık paketini alıp yola çıktı.
Fatih, evinin solonunda, sobanın yanında divanda yatıyordu.
Çalıştığı inşaatta sağ ayağına kalas düşmüştü. Doktor olmayan biri bir şey sürüp sarmış, "iyileşir" demiş.
"Hemen doktora gitmen lazım." dedi Mustafa.
"Para yok. Ah, bilmem mi. Bu bacak kangren olursa keserler. Sakat kalırım. Kimse iş vermez sakat bir adama. İyice biterim. Dedim onlara. Düzelir, bir şey yok dediler." Fatih'in gözleri dolmuştu: "Cemil abi demişti bir keresinde; sen bir hiçsin. Asla adam olamazsın... Çok doğru; bir hiçim ben. O an anlayamadım. Bir şansa ihtiyacım var sadece. Cemil bile villadan düşüp başımı yardığımda hastaneye götürüp dikiş attırmıştı kafama. Cemil baba adammış. Cemil'i çok yanlış değerlendirmişim; çünkü ben kötü kalpli biriymişim."
"Saçmalama."
"Adam; masraf çıkar diye ve beni sigortasız çalıştırdığından başı sıkıntıya girer diye hastaneye götürmek istemedi beni."
Fatih'in iri gözlü kardeşleri ışıltılı gözlerle Mustafa'ya bakıyordu.
"Balık getirdin size" dedi Mustafa, "Paketi uzatt. "Acil gitmem lazım. Senin hastaneye götürülmen için bir şeyler yapmaya çalışacağım."
Mustafa evindeydi. Durumu babasına ve kız kardeşine anlattı. Ayşegül'ün patronu bu konuda yardımcı oldu. Fatih'in adresine ambulans yollandı ve özel bir hastaneye kaldırıldı. Fatih haberi alınca içi rahat etti. Sevinçle odasına gitti, hazırlandı. Mutfaktan yiyecek bir şeyler alıp yola çıktı.
Mustafa Fatih'in kaldığı odadaydı. Fatih yoktu. Diğer hastadan Fatih'in ameliyata alındığını öğrendi. Mustafa Fatih için getirdiği kitabı masanın üstüne bırakıp aşağı indi. Ameliyathanenin önünde koltukta bekliyordu. Uyuyakaldı. Kendine geldiğinde saatler geçmişti. Fatih 3 saat önce ameliyattan çıkmıştı.
Mustafa ortapedi servisindeydi. Odaya girecekti, durdu. Alımlı hemşire Fatih'in nabzına bakıyordu. Sonra masadaki hasta çizelgesini doldurdu ve Fatih'le muhabbete başladı. Hemşire odadan niyahet çıktı ve Mustafa içeri girdi.
"Hemşire sevdi seni galiba?"
"Getirdiğin kitap çok işe yaradı, Muazzam mı nedir, en sevdiği kitapmış. Henüz öğrenciymiş. Galiba beni sevdi, benimle arkadaşlık yapar, belki dost olur, belki de evlenir."
"Midye dolma işi yapar mısın, satış?"
"Neden olmasın ki? Eskiden denizden midye çıkarırdım. Kimle çalışacağım."
"Sıkı dur: Cemil'le."
Fatih, büyük bir kahkaha attı: "Bayıldım."
"Kafama takıldı, söylemeden edemeyeceğim, bu hemşire kız öğrenci henüz ve hayatın acımasız gerçeklerini bilmiyor, diyebilirim, peki senin durumunu?"
"Hepsini anlattım. Acıklı hayat hikayemi pek sevdi."
"Kendini kaptırma, bakarsın olmaz, yıkılmanı istemem."
"Biliyorum. Ama Cemil bana bir şey öğretti: Akarsan iyidir, kalbini açarsan iyidir, bir ırmak gibi ya da patika gibi. İyilik gibi. Başına ne gelirse gelsin devam et. Varını yoğunu ortaya koyacaksın ve gerisini düşünmeyip yaşayacaksın. Cemil gibi."
"Sana başka kitaplar getireceğim."
"Sevinirim."
"Bücür seni. Solucanın tekisin Fatih, kedinin tekisin mi demeliyim? Kızı travmatik hikâyenle büyülemişsin, kız bloke."
"Eh, fırsat ayağıma kadar geldi ve bütün sinsiliğimi kullandım. Çıkarı için yapmalı bunu insan."
"Endişe etme, sen iyileşene kadar yanındayım."
"Hemen toz ol. Filiz zaten ilgileniyor, burada sen olursan iyi olmaz. O bana sahip çıkıyor."
"Sonra uğrarım."
LJ9oh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Lãng mạn15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...