İÇİMDEKİ SES Bölüm 67

38 23 0
                                    


Akşam kar kesmişti. Soğuk acıtıyordu. Karlı mekanların ve caddelerin üstünde ışıklar değişik renkler saçarak düşmüş, masalsı bir hava oluşturmuştu.

Neslihan, kültür evini kapattı. Mustafa'yla vedalaşıp kendi yoluna gitti. Mustafa da kendi yoluna yamandı. Çırılçıplak koşacak kadar enerji doluydu. Enerjisini atacak bir şey bulmalıydı, canı eve hiç gitmek istemiyordu. Normalde katır gibi çalışmaktan takati kalmaz, sosyal hayatı olmazdı. Kalbinde parlayan ışığa uydu.

Eski mahallesindeydi, kapı ziline bastı. Cemil kapıyı açtı.

"Ooo hoş geldin, aslanım! Geç içeri."

İçeri geçtiler. Cemil sehpanın üstündeki tepsiyi alıp pirinç ayıklamaya başladı.

"Sen pirinç de ayıklar mıydın, usta?"

"Yok be." Güldü. "Midye dolma yapıp satacağım."

"Vay canıma! Ne güzel! Şirket saçmalığını duymadığıma sevindim." Güldü.

"Ne yapayım, sanırım bu işi becerebileceğim. Şirket işi neden saçma olsun canım. Midye dolma satan uluslar arası şirket pekala paraya para demez."

"Ali'nin motorunu ne yaptın, sattın mı?"

"O mu söyledi?

"Evet."

"Hayır işledim."

"Dragon da neyin nesi? Kendine Dragon lakabını takmışsın. Vahiy mi geldi?"

Cemil güldü: "Bir rüya görmüştüm de. Ali bana ilişmesin, çok üstüme gelmesin diye gizemli gizemli bakıp acayip bir havayla üstü kapalı birkaç şeyler söyledim, bana artık Dragon Cemil diyeceksin. İşe yaradı. Bu arada buraya alacağın için mi geldin?"

"Yok canım. Kalbimi kırdın."

Cemil güldü, Mustafa'nın dizine vurdu: "Şakaydı canım. İyi ki geldin. İyiler hep özlenir, gökyüzündeki yıldızlar gibi.

"Hayatın nasıl gidiyor?"

"Bu aralar iyiyim. Hayatımı toparlıyorum. Daha kötü şeylerle baş edecek güçteyim. Ama yakında şirketi kuracağım. Büyük ve emsali görmemiş işler başaracağım."

"Tabi canım. Sana inanıyorum."

"Fatih yok mu, gözlerim onu da aradı yanında? Onunla takışmış olabiliriz. Ama ben aramızda geçen iyi şeyleri hatırlarım. Görüşüyor musunuz?"

"Yok. Fırsatım olmadı. Bir ara gidip bakacağım ona."

Uyuduğu yerden kedi kalkıp geldi. Cemil'in kucağına oturdu.

"Bu kedi yeni galiba?"

"Evet. Diğeri Ali'de rehin. Birine vermiş. Yerini söylemiyor. Alacağım onu. Bir de kurt alacağım. Karnı tok köpek olacağına karnı aç kurt olmak yeğdir derler. Hayvanları severim. Sıkıldım senden seni terk ediyorum demiyorlar. Beni kimse gerçekten sevmedi. Bende görmek istedikleri şeyleri görmek istediler, göremeyince çekip gittiler. Herkes kendine göre bir sebep buldu, ben kötü biri değilim ki. En kötü adamların bile bir sürü arkadaşı vardır, benim hiç kalmadı."

"Kalanlarla yetin. İyi gördüm seni."

"İyi ki geldin, dostum. Ama şunu demeden edemeyeceğim; beni bağışla: Sen sanki buraya paranı almak için geldin de durumu inceleyip lafı geveleyip paramın olup olmadığını kestirmeye çalışıyorsun. Fatih yangabazı da dışarıda bir yerde saklanıyor. Değil mi? Sen iyisindir, hayat iyileri öne geçirir. O sinsi plan kesin Fatih'indir. Söylesene? Baklayı çıkar ağzından?"

İÇİMDEKİ SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin