Sabah erkenden işe git, gel, yemek ye, yat, gücün varsa az televizyon izle. Hep böyle. Dünya bizi gerçekten takmıyormuş gibi duruyor ya da bizi bir şeylere hazırlıyor, belki de berbat şeyler yaşatacak. Ama bir şeyler olacak. Olsun. Olsun be. Sıkıldım. Bıktım. Bıkmak en kötüsü. Sabah uyku tatlı, akşam erkenden yatmak. Gelecekte nerde olmak istersin?"
"Okula dönerim belki. Şimdi kıymetini çok iyi anlıyorum.
Arada düşünüyorum. Dönsem liseye, sonra üniversiteye gitsem. Öğretmen olsam filan. Sonra diyorum olmaz."
"İmkanın varsa git. Kaderin benimkine benzemesin. Ben alışkınım. Kerpeten gibi bir karakterim vardır. Taş taşır, suyunu sıkarım. Küfür yerim; alttan alırım. Sırıtırım. Bir şekilde katlanırım hayatın başıma getirdiği bütün rezilliklere. Belki de kötü yürekli biri olmamam için hayat bana o hayal ettiklerimi, o imkanları vermiyor. Onları elde ettiğimde yoldan çıkmamam için."
"Eğer Cemil burada bizi boşuna bekletiyorsa onu geberteceğim!"
""Rahat ol; gelir demiştin. Gelmese de sorun etmem. Burada senle sohbet etmek iyi. İlk gün nasıl kapıştığımızı hatırlıyor musun?"
"Evet."
"Aslında seni yenerdim."
Fatih güldü: "Bırak yalanı. Ben dayanıklıyım, güçlüyüm. Sen ise ağzı süt kokan lise çocuğusun. Hayatta sürünmek mücadele etme gücümü artırır; seni ise hırpalaya hırpalaya öldürür. Okuluna dön okuluna."
"Sen beni ne sanıyorsun? Pis bücür!" diye parladı Mustafa.
"Bücür, ha?! Bana bücür denmesinden hiç hoşmanmam!"
"Ukala, kendini uyanık sanan pis bücür!"
"Kızdım! Hem de çok kızdım. Sana dersini vereceğim!"
"Tamam tamam. Sakin ol. Şaka yaptım."
"Ben gidiyorum" dedi Fatih. Uzaklaşıyordu.
"Özür dilerim dostum. Dön geri; lütfen."
Fatih, hızla yürüyüp oradan uzaklaşıyordu. Süratle koştu ve taklalar atmaya başladı yerde. Sallanarak, gururla geldi: "Nasıldı? Beğendin mi?"
"Müthiş! Bunu güzel kızların yanında yap."
"Onu kediler yapsın."
Mustafa güldü: "Ama sen de bir tür kedisin."
"Kızlar bunu çocukça bulur. Gülerler be. Salak deyip dalga geçerler. Takla atarak saygı kazanamam. Tipsiz bir bücürüm ben."
"Yok canım. Senin kendine güvenin yok. Tek sorun bu."
Fatih, karşıdaki apartmanın duvarını işaret etti eliyle: "Beni seyret, bak ne yapacağım." Duvara süratle koştu. Çok yaklaşınca duvara basıp geri takla attı.
Mustafa sevinçle bağırdı: "Vay be! Kelebek gibi uçtun. Bayıldım buna!"
Fatih Mustafa'nın yanına geldi.
Mustafa dedi ki: "Bunu kameya çekip internette yayınlasak meşhur olursun. Aklıma kısa film yapmak geldi. Hikaye şöyle: Gece vakti loş sokakta tecavüzcülerden kaçan güzel bir kız. Ardında psikopat beş altı serseri. Çete de olabilir bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Romance15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...