Mustafa uyandı, oda zifir karanlıktı. Nerede olduğunu bilemedi önce. Odadan çıktı. Sesleri takip edip gaz lambasının aydınlattığı salona ulaştı.
Ayla, örgü yapıyordu. Yanında Neslihan vardı. Duvardaki gölgeler içindeki saat 12'yi gösteriyordu.
Yaşlı kadın mutfağa gitti, ayarlayıp ısıttığı yemekleri tepsiyle getirdi. Mustafa yemeğe koyulurken, Kerim geldi dışardan, kucağında odunlarla. Yüzüne doladığı siyah atkısını açtı. "Ohhh! Sıcak gerçek bir zenginliktir" Ellerini uzattı şömineye. Kar fena, hız kesmedi. Deli deli yağmaya devam ediyor. Yollar kapandı. Hayvanlara baktım, iyiler, sanırım bişiyden ürktüler. Nasılsın evlat? Çok pis uyudun. Her zaman böyle mi? İlerde böyle uyuyacaksan senle işimiz zor. Bir miskinden hiç hoşlanmam" Güldü. "Kafana göre takıl; gençler böyle diyor."
Mustafa, sevecenliğe gülümseyerek cevap verdi. Yaşlı kadın da ne kadar lezzetli yemek yapıyordu böyle. Annesinin yemeğinden başka ellerden çıkan yemekleri sevmezdi, damak tadına uygun bulmazdı.
Yaşlı adam dedi ki: "Ormandaki vahşi hayvanların işi çok zor. Sevgi adamızda her şeyimiz var, en önemlisi odunumuz var. Yoksa donmak işten değil. Allah odunu ve yiyeceği olmayanları korusun. Çocuklarımı ve torunlarımı çok özledim, bu yaz gelecekler. Aksilik çıkmazsa. Ailen var mı Mustafa? Ailenden söz eder misin?"
"Ailem yok."
"Anlamadım. Nasıl yok? İnsanın ailesi olmaz mı canım?"
"Yetimhanede büyüdüm."
"Hııı. Acı ve zor olmalı. Özür dilerim. Bu seni rahatsız etmiş olabilir. Ama bravo; güçlü, hayat dolu bir çocuksun. Ezdirmemişsin kendini, var olmayı, hayata tutunmayı başarmışsın, kötü bir yola düşüp harcanmamışsın. Ana baba çok önemli, nice çocuk arkasında destek bulamadığı için ömürleri boyunca acı çeker; yanlış ve kötü şeylere bulaşırlar. Peki sen Neslihan. Sen anlat biraz da?"
"Ailem var, bir abim."
"Ne güzel!"
Kerim gözden kayboldu. Ayla da mutfağa kahve yapmaya gidecekti, dedi ki ayakta: "Bu kazağı oğluma örüyorum. Atkı ve patik de öreceğim. İsterseniz size de örerim. Çok mutlu olurum, eserimin üstünüzde olmasından. Artık her şey fabrikasyon, böyle el ürünlerine ancak değer ve emek bilenler sahip çıkıyor. Zaten bunları da herkes alamaz, pahalı. Fabrikasyon ürünler çok ucuz. Mustafa, sana kapşonlu beyaz bir kazak örsem çok yakışır, beyaz kazak içinde tam bir meleksi delikanlı olursun. Neslihan, sana da kapşonlu kırmızı bir hırka örsem ne dersin, ruhunu ve kalbinin cıvıltısını yansıtan? Onları adreslerinize kargoyla yollarım."
"Zahmet olmazsa çok sevinirim." dedi Neslihan, kalkıp yaşlı kadına sarıldı, onu öptü.
Yaşlı kadın mutfağa gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SES
Romance15 yaşındaki Mustafa... Bu kitapta lise sonrasındaki gençlerin sudan çıkmış balık gibi gerçek hayatta çektikleri acılar, gerçek hayatın acımasızlığı anlatılıyor, Mustafa okulu bırakmıştır, çalışarak bir yere geleceğini düşünmektedir; bir kıza aşık o...