*Küçüğüm *

542 129 32
                                    

Selam canımlar öncelikle bu bölüm çok ağlamalı olacak şimdi lütfen bir bardak sıcak çikolatanızı (ya da herhangi bir içeceğinizi ) hazır bulundurun . Şimdi başlayacağız hazır mısınız ? Unuttuğumuz sonu bir kere daha hatırlamaya. Bir kere daha ölümün o ürkütücü sessizliğini duymaya . Hepimiz şu hayatta birilerini kaybettik. O birileri belki en sevdiklerimizdi Annemiz Babamız kardeşimiz veya yakın bir akrabamız . Peki siz ya da ben gelecek hayali kurduğumuz birini hiç kaybettik mi ? İçinizde ölmesinden bahsetmiyorum onu bir daha goremeyeceğinizi bile bile o sona onu uğurladınız mı? Aksam kavga ettiğiniz ya da mutlu ayrıldığınız birini sabah bulamamak duygusunu yaşadınız mı? Veda etmeden gitti mi biri size üstelik gitmeyeceğine söz vermişken . Şimdi hepimiz hazırız gözlerimiz doldu hepimiz en sevdiğimiz kişiyi getirdik gözümüzün önüne . Şimdi hala neden burayı uzatıyor bu yazar geçsin biri diye sövüyör birileri . Şimdi çok sulu gözlüyseniz veya degilseniz hazırlayın peçeteleri başlıyoruz iyi okumalar 😊
Bölüm şarkımız : Zakkum Gidiyorum Yolcu Et (yine dediğim yerde açarsanız iyi olur)

BATU'NUN ÖLMEDEN ÖNCE YAŞADIĞI ANI YAZACAĞIM DAHA SONRA BAŞLAYACAĞIZ ^^

Batu Korkmaz

Arkadaşlarımın yogun isteği üzerine Delibalı izliyordum . Bu filmi defalarca sinemada izlememe sonunu bilmeme rağmen içimden bunu izlemek geliyordu. Kendime engel olamıyordum şu aralar . İnsanların kalbini kırıyordum. Üstelik en degerlim olan İpek'in kalbini kırıyordum. Hastalık tanım konulalı uzun zaman olmuştu 1 yıl . Tüm arkadaşlarıma Ezgi'ye Burak'a ve sevgilime iyleştim yalanını uydurmuştum . Hapları içmeyi artık midem kaldırmıyordu. Eskiden sessizliği sakinliği seven ben artık hırçın biriydim . Bu odaya kapanıp ölümü beklemek istiyorum . Zaten boşa yaşıyorum. Rol yapmaktan sıkıldım asıl beni ortaya çıkaramamaktan sıkılmıştım . Babam bizi bırakıp başka biriyle evleneliden beri iyi değildi psikolojim. Babam gittiğinde yanımda bi o vardı ipek. İpek'i öyle çok seviyordum ki tüm kelimeler kifayetsiz kalıyordu . Daldığım düşüncelerden Efsu'nun Barış'ın öldüğünü öğrenmesiyle film yine sonlanmıştı. Bilgisayarı kapatarak İpek'in numarasını tuşladım bir kaç çalıştan sonra açtı

"Aşkım napıyorsun? "

O neşeli sesiyle kalbimde kelebekler uçuşurken içimdeki kötü ben o kelebekleri tutup tek tek koparıyordu . Böyle yaparak sürekli İpek'i tersleyerek onu üzüyordum ben onu üzmek istemiyordum kırmakta bu yüzden buluşup ona ayrılmak istediğimi söyleyecektim .

"İpek buluşalım mı ? "

Soruyu yönelttigimde yine çocuk gibi İlk önce el çırparak

"Evet evet aşkım lütfen buluşalım çok özledim seni "

dediğinde sanki artık onu sevmiyorum gibi düşünmeye başladım . Böyle yaparak onu da kendimide mahvediyordum en iyisi ansızın buralardan çekip gitmek. En iyisi ölmek en iyisi ÖLMEK. Telefonu İpek'in suratına kapattım. Ölmek fikri şu birkaç haftadır bana çok yakın geliyordu . İpek'e buluşcağımız yeri kısa bir mesaj atarak odamdan dışarı çıktım . Sanki ölüden bir nefes fazla hissediyordum kendimi. Annemin salonda olduğu düşüncesiyle ona haber vermek için salona geçiş yaptım . Tam anneme neşeli bir şekilde dışarı çıkacağımı söyleyecekken gördüğüm manzara karşında ruhum çekilmişti . Biricik Babam (!) Annemle sarılmış ondan yaptığı her şey için özür diliyordu. Sinirle

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin