"Mutluluk "

266 75 30
                                    

Selam canımlar yeni bir bölüm yeni bir heyecan . Sizleri çok seviyorum . Bu bölüm minnosyazar1 kullanıcı adına ithafım olsun . Seni çok seviyorum deli kız . Hep de çok sevdim . İyiki varsın . Hepte ol bu bölüm senin olsun . İyi fakmalar sana . Sizede iyi okumalar 😊

İstediğiniz bir şarkıyı mektup yerinde açabilirsiniz .

İyi okumalar :)

Ezgi KÜÇÜK

Hastaneye girdiğimde saat 23:38'i gösteriyordu . Danışmanın önündeki hemşirelere görünmeden adeta koşarak odamın olduğu koridora geçtim . Sonunda odanın kapısını açtığımda içeride : Doktor , annem ve İpek'i görmemle ağzım bir karış havada kaldı . Herkes beni meraklı bir şekilde beklerken hızlıca içeri geçtim . Üçüde koltukta oturmuş ve karşılarını bana ayırmışlardı.  Herkes heyecanla bana bakarken İpek'e göz kırparak yerime oturdum. 

"Anlatsana kız Ezgi çatlatırsın insanı "

Doktorların gözümdeki ciddiyeti sıfıra düşerken annem bir yandan doktor bir taraftan beni dürtükleyince :

"Başkası varmış "

Herkes bana ağzı açık bakarken annem sırtıma elini koydu :

"Olsun kızım dua edelim inşallah ayrılırlar dimi kız Yonca "

Annem resmen doktorla kanki olmuştu . Yonca Abla bana bakarak :

"Bence başka birisi yok bize yalan konuşuyorsun ."

Gülümseyerek olanları anlatmaya başladım :

"Yani beni çok sevdiği için kimse yokmuş hayatında . İşte bana aşık beni seviyor ya sarıldı barıştık falan "

İpek aniden lafa atlayarak :

"Bu salak kız barışcam diye kendini yola attı araba çarpıyordu."

Yonca Abla ve annem aynı koltuktan kalkarak :

"İyi misin kızım bir şeyin var mı ?"

Kafamı yok anlamında sallayarak gülümsedim . Yonca Abla'nın morali bozulmuştu birden. Anlamamıştım karşıma oturarak :

"Kızlar bakın siz ikiniz daha çok gençsiniz tabiki aşık olmak birini sevmek biri tarafından sevilmek çok hoş bir his ama bu anlatacaklarımı iyi dinleyin . Bende sizin yaşlarınızdayım ya da 18 yaşımdayım . Bir okuldan çıktım biriyle çarpıştım . İlk görüşte aşk derler ya ha işte tam öyle bir şey . Bir çarpışmadan sonra bir daha aylar geçti yıllar geçti görmedim onu . Ama aklımda görmediğim birisi. Aklım onda kalbim onda içim içime sığmıyor . Tanımadığım birine karşı hissettiğim duygularla yaşayıp o duygularla kavga ediyorum . Belli ki çocuk yanlışlıkla çarptı ve unuttu . Üniversite sınavıma 2 ay vardı onu unutmak için deli gibi ders çalışıyorum . Çözemediğim soru yok . Günler günleri kovaladı aylar ayları . Sınava girdim . Bildiğim tüm soruları yaptım ve tüm herkes içinde ÖSS'de 2. oldum . Tabi aklında tanımadığım birisini sevmek çok zor . Neyse oydu buydu derken  Tıp Fakültesini yazdım . 1. olarak girdim okula . Daha ilk sınıfız hastaları ve hastalıkları öğreniyoruz . İlk bölümümüz hemotoloji bölümüydü. Sıra sıra odalara girerken bir baktım o . Bana çarpan çocuk . Hayallerimde aşık olduğum çocuk. İçim yandı öyle bir parçalandı ki içim anlatamadım . Saçları dökülmüş . Zayıflamış beni görer görmez tanıdı . Yanına gittim yüzüme uzun uzun baktı sanki söylemek istediği bir şey varda susuyor gibiydi . Hızla odadan çıktım onu yormamak için . Öğretmenimiz bir hasta dağılımı yapmış şans ya yine bana o denk geldi . O gün eve gidip yatağıma uzandığımda kafamı yastığa gömerek çığlık çığlığa ağladım . Hiç tanımadığım birisi için ama bir tek yüzüne aylarca aşık olduğum biri için ağladım . Ertesi gün onun yanına gittiğimde artık konuşmak istiyordum yüzüne bakıpta susmak çok zordu . Yanına gittiğimde yine yüzünü sakladı benden sordum beni hatırladın mı diye . Hatırladım dedi sonra o gün o çarpışmanın bir tesadüf olmadığını anlattı . Tam bana beni sevdiğini söyleyeceği gün bu haberi aldığı için diyememiş neden biliyor musunuz? Senin sınavın vardı dedi . Benim sol yanımın bu kadar yanıp acıdığını ilk defa gördüm . Gün geçtikçe hastalığı da ilerliyordu . Artık benimle konuşup dertleşiyordu . Ona hissettiklerimi söylememek vicdan azabı gibi geliyordu . Bir gün dayanamadım söyledim . O kadar mutlu oldu ki . Bildiğin sevgiliydik . O kadar mutluydu ki . Hastalığı biraz iyileşme göstermişti . O kadar mutlu ve huzurluyduk ki ikimizde . Bir gün hastaneye gittiğimde onu bulamadım aradım sordum kafayı yedim o gün . Hiçbir yerde yoktu . Dosya kayıtlarından oturduğu adresi buldum . Koşturarak yanına gittim . Beni istemedi kovdu attı evden . Ama pes etmedim . Ayların aşkını bir günde bitiremezdim ya . Her gün gittim yanına her gün daha başka yakıyordu canımı . Sonra hastaneye geri döndü . Durumu o kadar berbat ve ağırdı ki . Ne olursa olsun sevdiğim adamdı ve gözlerimin önünde eriyip ölüyordu ve o giydiğim formanın hakkını verip onu kurtaramıyordum . Bir süre sonra topladı kendini . İyiydi o gün bir nedenden dolayı kavga etmiştik ama sarılıp öpmüştüm.  Sanki onu son görmemmiş gibi öylesine sıkı sarılmıştım ki . Ertesi gün içimde bir sıkıntı vardı.  Nefesim kesiliyordu . O gün okul günü olmadığı için hastaneye girişim yasaktı . Gidemedim o gün annesini arayıp iyi olduğunu öğrenmiştim .O gün icimde bir sıkıntı ağlayarak uyudum . Ertesi sabah erkenden uyanıp hastaneye gittim . Birkaç işim vardı onları halledip yanına çıktım . Ama bir gariplik vardı herkesde  taburcu oldular dediler . Evlerine gittim ev bomboştu . Hastaneye geri geldim ordaki hemşirelere yalvararak yerlerini öğrenmek istedim . Avcuma bir adres sıkıştırdı ve elime de koskaca bir kutu . Sıkı sıkı tembihledi abla beni sakın dedi ilk o adrese git orada aç kutuyu diye . Hemen hastaneden çıkarak bir taksiye bindim . Adresi verdim baya uzun burası dedi adam olsun dedim dünyanın bir ucu da olsa giderim dedim . Yolda giderken kafamı geriye yaşamıştım.  İçim geçmiş rüyamda o çarpışma anımızı görüp sıçrayarak uyandım . Sonunda tarif ettiğimiz yere gelince taksiden indim. Koskaca bir sürü ağaçlar vardı burada . Biraz daha ilerledim . Aile mezarlığını görmemle şuurumu kaybettim . Kutu elimde koşarak okudum tek tek . Ve bir mezar vardı orda daha genç bir toprak kokan . Ve yeni bir mezarlık . O sırada onun annesi geldi yanıma . Anlattı olanları . Ölmüştü . Ve en kötüsüde neydi biliyor musunuz ? Cenazesine bile gidememiş yüzünü son kez görmemiştim . Orda bayılıp kalmışım kısa zamanda tanıyıp gördüğüm onun beni sevdiğini bildiğim adam hayal olmuştu . Gitmişti üstelik bırakmıştı .  O kutudan her doğum günüm için bir hediye çıkmıştı ve bana hislerini yazdığı göndermeye cesaret edemediği mektuplar . Ondan sonra onu unutmak için yine derslere verdim kendimi her Allah'ın günü saati ders çalışıyordum okulu birincilikle bitirip bilerek kanser hastalarının olduğu bölüme seçtim.  Mesleğe ilk başladığım zaman her gördüğüm kişi ona benziyordu . Kendimi iyice çalışmalara verdim . Öyle bir çalıştım ki şuanda bu hastalıktan anlayan en uzman kişiyim . Tabiki baban da aynı şekilde . İlk başladığım zaman bir kişiyi kaybettim . Kansere çok kisiyi verdim Ezgi ben . O kadar kişi gelip geçti ki . Ama senin gibisini ilk defa gördüm biliyor musun ? Hem bu hastalıkla savaşıp inatlaşıyorsun hemde yenilemeye hazır bekliyorsun . Size bir tavsiye birini çok sevin ama çok bağlanmayın . Bağlanın ama biri ölürken kendinizi öldürecek kadar ya da onu çok yükseltip kendinizi yerin dibine sokacak kadar değil . O zaman ne yaşamanız gerekirse onu yaşayın bir daha o şansı bulamıyorsunuz. Ve ne olursa olsun o gün kavga etseniz bile ayrılırken sıkı sıkıya sarılın birbirinize . "

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin