Selam 😊 Nasılsınız ? Neler yapıyorsunuz ? Tatil nasıl geçiyor peki ? Haydi fazla uzatmadan bölüme geçelim mi ? Bence de geçelim .
Ezgi KÜÇÜK
Bazen olaylar istediğimiz şekilde gelişir . Ve anlam veremesek bile anlamsız bir sürükleniş içerisinde buluruz kendimizi . Uyum sağlamayamasak bile yaşar gideriz ya hani bazen ? Hah ! İşte ben , tam o anlardan birindeyim . Daha düne kadar birbirimizi yiyip didiştiğimiz , her fırsatta kalbimi paramparça etmeyi beceren biri ile nişanlı oyunu oynuyorduk . Bu ne biçim bir işti Allah aşkına ? Bizim Burak ile nişanlı olma ihtimalimiz , Uranüs'te yaşanabilmesi kadar imkansızken üstelik . Ne yaşarsak yaşayalım sonunda yanımda Burak , olması canımı yakıyordu . Sanki ben onun bir oyuncağı gibiydim ; istediği zaman kullanıp eğlendiği , hevesi kaçınca en uzağa fırlatarak paramparça ettiği . Yakasına yapışıp hesap sormak istiyorum . Cevabını verene denk avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum ;
'Neden ? Nasıl bitirdin bizi ? Madem bittik uzak dur benden . Canımı neden yakıyorsun hala ? Beni sevecek kadar neden bir kalbin yoktu '
Ama soramıyordum . Onun kendi önüne ördüğü vicdan yoksunu duvarlar vardı . Ve ben o duvarları onun başına yıkacak kadar bile güçlü değildim ! Aciz , güçsüz kız rolünü oynamaktan çok sıkılmıştım . Mutlu olmak istiyordum . Evet ! Sadece birazda olsa mutlu olmak istiyordum . Ama öyle herhangi biriyle değil . Hayatımı mafeden adam ile mutlu olmak zorundaydım . Ne olursa olsun bana bunu borçluydu . Öyle değil mi küçük bey ? Hayatını çaldığınız birine 5 ay kadar ufak bir süre verebilir misiniz ömrünüzden ? Daldığım düşüncelerimi Burak'ın Babaannesinin konuşması bölmüştü ;
"Ee kızım bizim çocuk üzüyor mu seni ? "
Avazım çıktığı kadar 'beni parçalıyor' demek gelsede yalan söylemeyi tercih etmiştim .
"Yok Babaanne , o beni üzemez , kıyamaz o bana . "
"Tabi kıyamam ona sana Ezgi . Seni üzünce inan benim canım daha çok yanıyor . "
Burak'ın söylediği kelimelerde bir gerçeklik payı aradım . Gözlerinin ta içine bakarak duygularını görmeye çalıştım . Ama o , o kadar usta bir oyuncuydu ki ... Ben hep ona yeniliyordum . Gözlerimi gözlerinden zorda olsa çekerek televizyona çevirdim . Herhangi bir kanaldaydı izlemiyorduk fakat bir ses olsun diye açılmış gibiydi sanki . Aniden kapanan televizyon ile sıçramıştım . Sonradan ortama çöken zifiri karanlık ise her şeyi tamamlamış gibiydi . Elektrikler kesilmişti ve ben karanlıktan çok korkardım ki. Ve bunu en iyi Burak , bilirdi .
"Ezgi , olduğun yerde kal ve kıpırdama . Mum alıp yanına geliyorum tamam mı ? "
Babaannesi anlamış olacak ki korktuğumu kıkırdayarak ;
"Ah kızım ! Sende mi korkuyorsun karanlıktan ? "
"Karanlıktan kim korkmaz ki babaanne ? Karanlık bana ölümü hatırlatıyor . Ben küçükken de korkardım şimdi de aynı geçmedi işte . "
"Korkma güzelim benim karanlık her şeyi daha iyi görmeni sağlar. Bizim oğlan da var hem yanında korkma . Hele de bakalım ne işi yapacaksın ilerde ?"
"Doktor olacak babaanne Ezgi ."
"Maşallah güzel kızım inşallah nice canlar kurtarırsın . "
Burak , yanıma oturup ellerimi avuçlarının içine alarak kulağıma fısıldadı umut kelimelerini ;
"Her karanlıkta ellerini benim tuttuğumu düşün . Seni nasıl koruyup kolladığımı hayal et kelebek olur mu ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜNLÜK SEN
Teen FictionBakın Bayım, Yandım bittim . Öldüm Bayım.Ve ben sizin hiç giremediğim hayatınızdan gidiyorum . Evet bayım özür dilerim sizden evet bana bunca yaptığınız şeye rağmen ... Neden mi ? Eğilin fısıldıyorum, Yaşarken sizi daha çok sevemediğim için . Aff...