Gökyüzü melekleri ....

376 105 13
                                    

Selam 😊
Bir önceki bölüm için aldığım mesajlar çok güzeldi . Sosyal medya üzerinden bana destek olup her zaman yanımda olduğunu belirten canım okurlarım hepinizi kocaman seviyor ve öpüyorum . Şimdi bir önceki bölümde kaybettik . Bir çoğunuz ağlamış bunun için hepinizden kocaman bir özür diliyorum 😊 Kitap hakkında aldığım yorumlar şuana kadar mükemmel bunun için hepinize kocaman teşekkür ederim 😊 . Şimdi bir de ricam var sizden ... Okuyucu sayısı mükemmel ve her geçen gün sürekli artıyor size çok teşekkür ederim fakat bir ricam daha var 😊 Vote vermeniz ben bu kitabı çok votelensin ya da yorumlasın diye yazmıyorum bir tek bazı gerçekleri bazı insanların görüp ders çıkarması için yazıyorum . Fakat siz vote vermeyip sadece mesaj attığınızda inanın yazma isteğim kaçıyor . Hepinizden özel olarak ricamdır. Lütfen ama lütfen emeğe biraz saygı .

"1 AY SONRA "

Ezgi KÜÇÜK

Penceremin önüne oturmuş şiddetle yağan yağmuru izliyordum . Yağmur bana kaybettiklerimi hatırlatırken sol gözümden aşağı akan dudaklarımda hissettiğim tuzlu tat ile kendime geliyordum . Batu'yu kaybedeli tam 1 ay olmuştu . Bu bir ayda o kadar kayıp vermiştik ki aslında . Ölü bedenler gibiydik hepimiz sessiz sessiz yürüyen . Batu'dan sonra her şey çok değişmişti Burak canımı yaktığında artık koşa koşa Batu'nun mezarlığına gidiyordum . İpek kimseyle konuşmuyor yemek yemiyor içmiyordu . Gecenin yarısında evden kaçıp Batu'nun yanına gidip ölmek için yalvarıyordu . Yine hayal görüyordu . Batu'yu yanında gördüğünde her şey çok güzel gidiyordu onun için . Bazen bende istiyordum İpek gibi olmayı Batu'yu hayal bile olsa gözümün önünde nefessiz Batu yerine gülen konuşan eğlenen Batu görmeyi . Hastalık bedenimi tamamen sararken artık iyileşmek için çabalamıyordum . Belki bana da bi duble ölmek iyi gelecekti . Yudumladığım kahvemi camın önüne koyarken düşüncelerimi kafamdan ittim . Dolabımın önüne ilerleyerek kapaklarını araladım okul formamı çıkararak üstüme geçirerek çantamı okuldaki derslerden alakasız şeyler koyarak çantamı sırtıma geçirdim . Telefonumu alarak salona indim. Herkes kahvaltıdaydı . Sohbet baya iyiydi. 1 aydır kendimi herseyden soyutlamıştım . Artık eskisi gibi dışarı pek çıkmıyordum . Sandalyeyi çekerek oturdum . Bugün yine kemoterapim vardı ve artık sanırım okulu bırakmam gerekiyordu . Okula gidince tedavi yarıda kalıyordu ve enfeksiyon riski çok yüksekti . Hem kendime hemde çevredekilere zarar veriyordum . Kafamı kaldırarak Babama baktım bunu konuşmam gerekiyordu bir süredir erteliyordum fakat böylesi daha iyi olacaktı

"Baba bir şey sorabilir miyim ?"

"Tabiki Ezgi "

"Benim tedaviye hastanede devam etmem gerektiğini söylemiştin ya şimdi kendime ve çevreme zarar veriyorum değil mi ? "

"Enfeksiyon riski açısından kendine zarar veriyorsun kızım . Kanser kesinlikle bulaşıcı bir şey değil ben hala arkasındayım hastanede tedavi olman senin için daha iyi olacak "

Düşündüğüm de gerçekten herkes için böylesi iyi olacaktı . Bana da iyi gelecekti . Ölümün kollarına kendimi teslim etmekten başka çarem kalmamıştı .

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin