Ellerimizde Hayat Var

89 11 5
                                    

Selam 😊 Nasılsınız bakalım ? Beni sorarsanız kafası karışık bir şekilde okuldan gelmiş , ne yapacağımı bilememiş size bölüm yazmaya geldim 👍 Haydi o zaman daha fazla uzatmadan geçelim mi bölüme ? Haydi bakalım 👍💕 İyi okumalar .

2 ay sonra ...

Ezgi KÜÇÜK

"Ezgi , gitmesen olmaz mı ? Senin yerine başka birini bulamazlar mı ?"

Bir yandan kulağıma küpeyi takmaya çalışırken diğer yandan da Burak'ın , dediklerini dinlemeye çalışıyordum . Yakın arkadaşım dönemi uzatmamak için nöbet almış fakat son dakikada nişanlısıyla düğün hazırlıkları aklına gelmişti . Sabahın köründe yana yakıla beni aradı ve olayı anlattı . İlk başta her ne kadar hayır desemde kabul etmiştim .

"Aşkım , keyfimden gitmiyorum bunu sende biliyorsun öyle değil mi ? "

"Ne zaman geleceksin peki ? "

Üzgün bir surat ifadesiyle ;

"Yarın sabah saat 9 da geleceğim . "

Burak , küçük bir çocuk edasıyla ;

"O zaman gece oraya gelsem sorun olur mu ? Söz uslu durarım ."

Gülümseyerek ellerini sıkıca tuttum . Yanağına ufak bir öpücük bırakıp ;

"Tabiki gelebilirsin . "

"O zaman seni ben bırakabilir miyim hastaneye ? "

"Tabi beyefendi , önden buyrun lütfen ."

En nefret ettiğim işlerden biri de biri de seçim yapmaktı . Ama onu ömrümün yettiği her zaman yanında olacağım şimdi başka kisilere yardımcı olmam gerek . Burak'ı, daha fazla bekletmemek adına aşağı indim .

"Ezgi , bak ne diyorum ? Çocuklar doğduktan sonra sen işe felan gitme . Hem işe gidince çocuklara ne kadar faydalı olabilirsin ki ? "

"Biraz büyüdükleri zaman çalışmayı düşünüyorum canım . Haklısın çocuklar küçükken düşünmüyorum çalışmayı . "

Yarım saat kadar rutin bir şekilde konuştuktan sonra hastanenin önüne gelmiştik . Burak , ellerimi avuçlarının içine alarak ;

"Kendini fazla yormak yok tamam mı ? Seni kocaman çok seviyorum kelebek . Akşama burda olurum merak etme . "

"Bende seni çok seviyorum Burak . O zaman akşam yemeğini beraber yiyelim olur mu ? "

Kafasını olumlu anlamda salladığına yanağına bir buse bırakarak arabadan indim . Nöbetim yine acildeydi . Her zamanki gibi kalabalıktı . Çalışanlara selam vererek bizim için ayrılmış olan odaya girdim . Üzerimde kot pantolon ve üzerinde salaş bir tişört vardı . Üzerine çantamdan çıkardığım üniformayı giyerek klişe doktorlar gibi steteskopu boynuma geçirdim . Terlik giymek yerine ; beyaz spor ayakkabıyla daha rahat olacağımı hissediyorum . Sonunda telefonu formanın cebine atarak , odadan çıktım ve kapıyı kilitledim . Odadan acile uzanan geniş ve uzun bir koridor vardı . Koridordan geçerek acilin iç kısmına geçtim . Diğer doktor olan hastaların tanılarını yaptığı tedaviyi anlatarak nöbetten çıktı . Benim için ayrılmış olan koltuğa oturdum . Malum 7 aylık hamile bir kadının ayakta kalması çok doğru değil öyle değil mi ? Bu arada demeyi nasıl unuttum bilmiyorum ama Ece , iki aylık hamile . Baya şu sıralar mutlu ve mide bulantısıyla mücadele ediyor . Sarı saçlı uzun saçlı ve gözleri sanki yazdan kalma bir günü hatırlatan hemşire tüm samimiyetiyle :

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin