Özel Bölüm

63 6 1
                                    

Merhaba BGS okurları. Burayı o kadar çok özledim ki anlatamam. Burak'ın aşkını özledim. Efe'nin romantikliğini.  Batu'nun muzipliğini. Ve karar verdim artık elimden geldiğince burada olup özel bölümler yazacağım. Dedim ya çok özledimÜstelik hiç beklenmedik bir zaman diliminden sesleneceğim bu sefer. Değişiklik her zaman iyidir öyle değil mi?

13 yıl sonra !

Ezgi  Koç

Hayatın bize getirdikleri ve bizden götürdükleri o ince çizginin ortasında yaşıyorduk. Sanki ayağımız kaysa ya kaybedecektik ya da kaybedilecektik. Hergün milyon tane yaşamı görüyordum. Açlıktan ölenleri, şan şöhret uğruna kilo almamak için kendini heba edenleri de. Vatanı için bir yanını feda edeni de iyileştiriyordum, vatanını yıkmaya çalışanı da. Hayat zordu. İnsanlar zordu. Ama hepsinden ve her meslekten zoru anne olmaktı. Küçükken ağlamaları dert olan çocuklarımın şimdi başlarından büyük sıkıntıları vardı. Son 3 gündür sürekli olarak hastanedeydim. Nöbetler, olmayan doktorların yerine bakmak oldukça yıpratıyordu beni. Üç gündür sadece aralarda toplam 8 saatlik uykuyla duruyorum. Çocuklarımı çok özlemiştim.  Bu arada size demeyi unuttum! Derin ve  Batu Ege 18 yaşına girdiler. Ceylin de 13 yaşına girdi. Yeni bir eve taşınmak zorunda kaldık. Birkaç kez Efe ve Burak, iflas eşiğinden döndü. Ece, açtığı kafeyi büyüttü ve bulunduğumuz şehire 4 saatlik mesafeden sırf o kafeyi görmek için gelir hâle geldiler. Asya, kocaman bir kız olmuştu. Hayatı o kadar çok seviyordu ki hergün illaki yeni yerler keşfedecekti.  Şu sıralarda dağda, bayırda doğal fotoğraflar çekme peşindeydi. Dinlenme odasından çantamı alarak dışarıya yöneldim.  Eve gidip ilk önce ılık bir duş ardından da biraz uykuya ihtiyacım vardı. Arabanın kilidini açarak bindim. Çantamı şoför koltuğunun yanındaki koltuğa koydum. Cidden beni şurada bıraksalar uyurdum.  Üzerimde ağırlık vardı. Uyku dışında huzursuzluk vardı içimde. Sanki bir şey oluyordu birine. Çok yakınıma.  Telefonumu çıkararak ilk önce Burak'ı aradım ve hoparlöre aldım. Bir yandan da arabayı çalıştırdım. Birkaç çalışta sonra telefonu açtı:

"Oo Ezgi Hanım,  sonunda bir eşiniz olduğunu hatırladınız.  Çok teşekkür ederim! "

Sitemkar ses tonu beni karşıladığında üzülmüştüm.  Üç gündür mesaj bile atacak vaktim olmamıştı.

"Burak, elimde olmayan sebeplerden dolayı arayamadım.  İnan nefes alacak zamanım bile olmadı üç gündür uykusuzum, halsizim ve inanır mısın açım."

"Ee peki kaç kişiyi kurtarabildin Ezgi? Sen, var ya sana tüm hastanenin yükünü de verseler hiçbir şekilde hayır diyemezsin. Olan çocuklar ve bana olur. "

"Burak! "

Dedim normal bir tonda çıkmasına özen gösterdiğim sesle.

"Toplantım var Ezgi, görüşürüz."

İyi şanslar bile dilememe fırsat vermeden telefonu suratıma kapamıştı.  Anlamaya çalışıyordum ama bu kadar ağır tepki vermesi hiç iyi bir şey değildi. Arama kaydına basarak annemin numarasını çevirdim. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı :

"Kızım, nasılsın? Nerelerdesin sen?"

"Anne, inanır mısın daha yeni çıktım işten. 10 dakikalık yolum kaldı eve geliyorum. Çocuklar evde mi? Seni çok üzdüler mi?"

"Yok kuzum. Ne üzmesi? Derin ve Batu Ege, odalarına çekildi ders çalışacağız bahanesiyle. Pek inandırıcı gelmedi bana ama bir şey demedim. Ceylin, yanımda oturuyor uslu uslu annesi. Akşama yemek hazırlıyoruz birlikte."

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin