Özlem Artar

251 46 22
                                    

Selam BGS  okuyucuları şöyle bir baktığımızda tam 22 . Bölüm  olmuş  . Ben başlarken buraya kadar geleceğini zannetmiyordum . Şimdi ise bu duygu mükemmel çok teşekkür ederim . İlk bölümden bu yana yanımda olan herkese çok ama çok teşekkürler bu bölüm kime gelsin ? Özleyenlere , canı yananlara , aşık olanlara ve acısıyla yaşamayı öğrenemeyenlere gelsin  . Hepinizi çok seviyorum iyi okumalar ...

                '1 AY SONRA'

Ezgi    KÜÇÜK

Hayat , başından sonuna kadar yaşadığın yeri gelip canının yandığı , kahkahanın yarıda kesildiği ya da mutlu olduğun ortalama 80-95 yıllık ömür . Aslında bir asır . Yaşamak nefes almaktan ibaret değil . Ömrümüz bir doğarken yazılır . Ne zaman aşık olacağımız ? Ne zaman öleceğimiz ? Hayatı nasıl yaşayacağımız . Ah ah biz insanlar hayatı sonsuz bir yer gibi düşleyip hep acıya öncelik veririz hayatımızda . Mutluluğu hep erteleriz . Her şeyin bir sonu olduğunu bildiğimiz halde öyle bir sonsuz yaparız ki onu biz bitti demeden bitemez deriz . Aşklarında ömrü vardır  ve tek taraflı asla sevilmez . Bazıları ömrünü verir bir aşka kimi ise ömrünü yese bitirse bile kabullenemez aşkı .  Okuduğum paragraf sorusunun ana düşüncesini sormuşlardı . İşaretleyerek diğer soruya geçecektim ki testin bittiğini görmüştüm . Baktığımda toplam bugün 550 soru çözmüştüm . Her gün soru sayısını arttırarak kendimle yarışıyordum . Kitabı elimden bırakarak telefonu aldım . Bugün ameliyattan çıkalı tam 29 gün yani hemen hemen 1 ay olmuştu . Bir aydır Burak her gün gelip 2 saat boyunca camdan dahi olsa görüyordum onu . Burak gittikten sonra abim ve Ece geliyordu . Eskiye nazaran Ece ile aramız daha iyiydi .  Ama abim ne kadar ona karşı yüzüm gülse bile hep bir yanım ona kırgın . İpek ise 2 veya 3 günde bir geliyordu . İstediği yere gitmek için olduğundan fazla çalışıyordu . Batu ise 29 gündür ne yanıma uğramıştı ne de arayıp sormuştu . Benim çocukluk arkadaşımı bağlayın o kadar süre gelmeden duramazdı . Eski Batu'yu o kadar özlemiştim ki . Dizinde yatıp onun bana abim gibi yol göstermesini . Beni yönlendirip dertlerimizi paylaşmayı bana zaman ayırmasını özlemiştim . Sanki o intihardan sonra Batu ölmüştü ve yerine sanki bizi hiç tanımayan birisi gelmişti . Gözümden damlayan yaşı sildim . Eskiden yanıma birilerini geliyordu ama şimdi . İçimdeki sıkıntı bana nefes aldırmıyordu . Kapının tıklanmasıyla yüksek bir sesle gel dedim . Yonca Abla ve babam gelmişti . Babam ilk defa gelmişti 29 gün sonra . Ona kızgındım ne olursa olsun işi ne kadar yoğun olursa olsun bir kez bile uğramamıştı yanıma . Babamla göz teması kurmamaya özen gösterdim .  Yonca Abla yanıma gelerek saçlarımı okşadı :

"Nasılsınız Küçük Hanım bugün ? " 

"İyiyim Yonca Abla ama çok sıkıldım burada ben daha bitmedi bu hastalık ? "

Yonca Abla kafasını iki yana sallayarak :

"Bugün rutin gününü doldurdun aslında burada ama kan değerlerini tekrar görmem gerekecek Ezgicim . Biliyorum çok sıkıldın ama sağlık her şeyden daha önemli değil mi ? Şimdi hemşirelerden birini çağırayım kanını alsın olur mu ? Ben simdi ameliyata gireceğim ."

"Yonca Abla , Ayşe'nin ameliyatına gireceksin dimi ?"

Yonca Abla kafasını iki yana sallamakla yetindi . Ayşe buraya geldiğimde ilk tanıdığım kişiydi . 5 yaşındaydı . Sesi çok güzeldi her sabah ne kadar hali olmasa bile pencerenin önüne geçer ve
'Tez Gel Yarim'  şarkısını söylerdi . Kimi beklerdi acaba ? Sürekli annesi vardı yanında bunun nedeni ise babasını trafik kazasında kaybetmesiydi . Ayşe'nin annesinin yerinde olmak istemezdim . Neden mi?  Hayatında aşık olduğunuz sayılı kişiler olur eşiniz ve çocuklarınız .  Kadın eşini çoktan kaybetmiş ve küçücük kanser bir çocukla ortada kalmış . Hangi aşkından canı yansa bilemem . Ayşe belkide

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin