Bilinmeyene Doğru

173 38 4
                                    

Selam .  Nasılsınız bakalım ? Bir önceki bölümde baya aksiyon yaşamıştık bu bölüm birazda önceki bölümün acılarını taşıyacak . Şimdiden iyi okumalar 💕

İpek Can 

En sevdikleri yaralar insanı . En değer verdikleri öldürür . Kırmaya korktukları paramparça eder . Ve bazı günler etrafın kalabalık olsa bile yapayalnız hissedersiniz . Aylarca inandığınız yalan hayatınızı mahfeder . Ona çok benzeyen ama o olmayan biri girer hayatına . Kelimelerin kifayetsiz kalır . O olmayan biri uğruna harcarsınız tüm güveninizi . Ölen birinin aylar sonra çıka geldiği nerde görülmüş ? Olmayacak imkansız bir şeye inanırsınız . Acılarınızın tarifi veya tanımı yoktur bir tek aynı acıyı yaşayanlar anlar sizi . Bir kişiye atar kalp sadece bir kişi uğruna milyonlarca kez süzülür yaşlar yanağınızdan . Geçmeyeceğini bildiginiz sol yanınızın ağrısına inandırırlar . Geçecek dersiniz geçmek zorunda . Her şey geçtiği gibi bu da geçecek . Geçmek zorunda . O öldü ve ben aylarca o olmayan birine sarıldım . O hiçbir şeyi hatırlamayınca bildiği gibi yaşamaya başladım . Düşüncelerim ve yaşayıp inandığım yalanı öğrendikten sonra iyi değildim . Yatağıma küfrederek fırlattığım kaçıncı peçete bilmiyorum . Gözümden akan yaşı geri ittirerek :

"Sahiden Batu gittin mi sevgilim ? Sana ihanet mi ettim ben ? Desene çok mu acıttım canını . Batu nolur çık gel bul beni nolur . Ben bilinmeyene gidiyorum geri dönmek istesem inan bulamam yolumu . Bul beni Batu . Geri gel bırakma beni . "

Kimsenin duyup beni bulamayacağı kaçıncı cümlemi fısıldarken canım acıyordu . Üstümü değiştirerek odama geri döndüm . Siyah sırt çantama bir kaç tane kıyafet ve kredi kartlarını atarak dışarı çıktım . Burda kalmak bana iyi gelmiyordu . Sınav bitmişti artık önümde çalışıp kendimi toparlamam gereken  bir şey yoktu . Evden çıkarken  kimseye haber vermemiştim . Çünkü vermem gereken bir haber bile yoktu . Yürüdüğüm yolun sonunda çalan telefonla duraksadım . Arayan iki yüzlü dolandırıcı kandırıcı pislik Bartu idi . Meşgule atarak yürümeye devam ettim . Batu ile alakası yoktu . Batu daha sakin yaşamayı severdi , Bartu ise hep aksiyon , hareketli . Batu içine gülerdi , Bartu gamzelerini göstere göstere gülerdi . Gözlerimi sonsuza dek kapatmak ister gibi kapatıp açtım . Yaşamaktan nefret ediyordum artık . Kimim kalmıştı ki koskoca hayatta  ? Ailem , Ezgi , Burak ve diğerleri . Yaşamak için o kadar sebebim varken ölmek için bir tek o sebebe tutunuyorum . Gideceğim yeri bilmiyordum . Deli gibi koşmak istiyordum . Hiç bilmediğim bir yere gidip sıfırdan acılarımla yaşayıp büyümek istiyordum . Düşüncelerim arasında ilerlerken bir kez daha çalan telefonun kimin aradığına bakmadan açtım . Kesin yine o iki yüzlü pislik arıyordu .

"Ne var he ? Soylesene ne var ? Ne istiyorsun yine ? Ne işin var hayatımın merkezinde ? Soylesene ne ne ? Ne duymak istiyorsun benden ? Bartu git arama beni bir daha . Bir Batu bile etmezken git. "

"Hey noluyor ? Benim Ezgi . İpek noldu kuzum ? Neyin var ? "

Gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum . Neden her şey çok karışıktı ki ? Neden he neden ?

"İpek nerdesin söyle de yanına geleyim hadi . "

"Ben geliyorum size Ezgi . Konuşmam gereken şeyler var seninle ."

Cevap vermesine gerek duymayarak kapadım telefonu . Bu nasıl bir şeydi nasıl tarif edilirdi ? Hem ona o kadar çok benzeyip hem de çok uzak olması . Yazık ... Hemde  çok yazık . Ben ya inanmıştım ya da inanmak istemiştim . Ama bu ikilemde inanmak istedim . Gidenin bir daha geri gelmeyeceğini bildiğim halde salak gibi inandım . Başka birini sevdim . Başka birinin elini tuttum . Bedeni o gibiydi ama ruhu . O hiçbir zaman burda değildi . En garibide sadece bir şeyler hissetmeden para için yanımda olmuş . Sırf para için kalbini satmış . Belki onun olduğunu birileri söylemese hep o olarak kalacaktı . Ezgilerin evinin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım . Yanaklarıma süzülen damlaları geriye ittirerek bahçe kapısından içeriye girdim . Kapıyı 2 kez tıkladıktan sonra Asya açmıştı .

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin