Selam yine ben geldim ;
Gittikçe büyüyoruz ve bu inanın beni çok mutlu ediyor. Yazdığın şeyin birileri tarafından okunup sana yapıcı yorumlar yapmaları her zaman yanında durup o destek mesajlarını atmalarını o kadar çok seviyorum ki okurken keyif alıyorum. Hele hele bir mesaj vardı biraz ciddili biraz sapşik biraz da tehdidli :
"Seni çok seviyorum tamam ama bu kadar şımarma yeni bölüm istiyorum hemde hemen yoksa öyle bir psikopatlık yapıp tüm takipçilerine mesaj atar okumayı bıraktırırım " demişti . Seni de unutmadık bu bölümden itibaren ithaf ederek yazmaya başlayacağım . Sizi çok seviyorum ^^Ezgi Küçük
Hangisi daha çok koyar hayattan giderken ? Sevdiklerini geride bırakmak mı ? Ya da sevildiğiniz kişiler tarafından arkada bırakılmak mı ? Gidenin mi canı çok yanar yoksa kalanın mı ? Kalanın yanar efendim kalanın canı öyle bir yanar ki ... Çünkü ;
4 tarafı ateşle çevrilidir kalanın . Gözünden yaş eksik olmaz ki . Anılar bırakır giden . Taşıyamayacağı yükler . Belki bir fotoğraf belki en son giydiği o kokan kıyafet . Nasıl anlatayım şimdi ? Boğazına bir şey düğümlenir ilk başta yutkunamazsın . Bir yere sabitlenip kalır bakışın . Donuk donuk bakarsın . Ağlamamak için kendini harap edersin . Göğüs kafesine doğru bir acı yayılır tarif edemezsin . Artık o yoktur ve asla olamayacaktır . Bunu bile bile yaşama tutunmaya çalışırsın . Küfredersin . Ölmek için yalvarıp nefes alıp verirsin .
Giden ... Onu tarif edemem size belki bir çoğunuz da bilmesiniz onun tarifini . Ben hiç giden olmadım . Ben hep geride kalan oldum . Üzülen oldum . Ben çok mutlu oldum ama mutsuzlugun dibini gördüm . Mutluluğun zirvesinden mutsuzlugun dibine düştüm ben . Mutsuzluğun ya . Tuzla buz oldum . Yüreğime batan cam kırıkları gibiydi aslında gidenlerin izleri . Yaraydı o cam kırıkları aslında . Kabuk bağladı ilk başta geçer sandım ama . Öyle acılar bıraktı ki yüreğimde gidenler. Şimdi izi kaldı. Zamanın az olmasına karşı bıkmadan usanmadan sana yazmak seni yaşamak . Yaramaz bir çocuk gibiyim işte . Olmuyor yapamıyorum . Uslanmıyorum hala kalbim sen diye çarpıyor .
Siyah kapaklı defterime yazdığım yazıyı yine yarıda keserek ayağa kalktım . Saate baktığımda çok geç olmuştu . Abimin kapısının kapanma sesini duymamla odamdan dışarıya çıktım . Geniş karanlık koridordan sola döndüm. Kapıyı bir kaç kez tıklatıp
"Gel "
Sesini duymamla içeriye girdim . Abim bilgisayarında yabancı bir şarkı açmış şu gereksiz oyunlarından birine dalmıştı bile . Dikkatini oraya vermiş gibi gözüküyordu fakat kafası çok başka yerlerdeydi.
"Abi nerdeydin bu saate kadar "
Dediğimde abim affalamıştı fakat belli etmemeye çalışarak
"Cem'lerleydik "
Bu cevabı üzerine yalan konuştuğunu anlamam sadece 3 saniyemi almıştı . Çünkü cem abi ailesi ile bu aksam bize gelmişti ve abimin olmadığını öğrendiğinde gitmisti .
"Cem abiler burdaydı ailesiyle "
Tek hamlede söylediğim söz üzerine yüzü kızarmıştı .
"Ardaylaydık "
Diye açıklama yaptığında en son Arda abinin 15 gün heyet raporu alarak amerikaya annesinin yanına gittiğini hatırlıyordum hatta babam o heyet raporu almasına yardımcı olmuştu. Benden bir şey saklamasa iki kez yalan söylemezdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜNLÜK SEN
Novela JuvenilBakın Bayım, Yandım bittim . Öldüm Bayım.Ve ben sizin hiç giremediğim hayatınızdan gidiyorum . Evet bayım özür dilerim sizden evet bana bunca yaptığınız şeye rağmen ... Neden mi ? Eğilin fısıldıyorum, Yaşarken sizi daha çok sevemediğim için . Aff...