'Keşke biraz mümkün olsaydık'

156 27 9
                                    

Selam :) Nasılsınız  ? Umarım iyisinizdir . Bu bölümden itibaren ithaf ederek yazmak istiyorum . Eğer ithaf istiyorsanız yayınlanan bölümlere 5 yorum yapmanız yeterli olup , yapılan yorumlar içinden her hafta birini seçeceğim . Sıradan bir şarkı seçebilirsiniz . Benim açın dediğim yerde ya da bölümü okurken size slow bir şarkı eşlik edebilirİyi okumalar sizi çok  seviyorum .

Ezgi  KÜÇÜK

Kaybetmek duygusunu ne zaman yaşar insan ? Birinin elinden gittiğine emin olduğunda mı ? Yoksa kaybettikten sonra mı ? Herkes bir  şarkı söyler bu hayatta kimisininki acıklı kimisininki hareketli . Ben hep acı şarkı seslendirdim bu hayatta . Ömrü boyunca bir insan kaç kişiyi sever ? 3 bilemedin 5 değil mi ? Ben istisna kişilerden biriyim sanırım . Ömrü boyunca sadece bir kişiyi sevmiş birinin vermiş olduğu yorgunlukla ilk defa itiraf ediyorum ; ömrüm boyunca da ömrümün bitene kadar da ben onda tutuklu kaldım . Yeri geldi kendi hayatımdan çaldım . Yedi cihan dolandım da bana mısın demiyor ! Cenk ile oturduğunuz masanın tam yanına oturmuştu Burak ve Deniz .  Her kafamı çevirdiğim de içim acıyordu . Hala sana ihanet ediyormuş gibi hissediyorum be Burak ! Neden yaptın bize bunu ? Neden bizi göz göre göre bana bir kere bile inanmadın ? Haydi Burak , gel tut ellerimi ve avuçlarımın değersizliğini unuttur bana . Haydi nolur Burak , içim acıyor benim gel sarıl nolur iyleşsin tüm yaralarım . Kırık işte meleğinin kanadı , haydi nolur gel ve sar o yaralı kanadı narince . Madem gidecektin Burak , neden bana gelecekten bahsedipte beni kahrettin . Düşüncelerimin arasında kaybolmaktan korkarcasına ve sığınacak bir liman arar gibi kafamı kaldırıp Cenk'e , baktım . Gözleri ile ;

"Her şey geçecek derken "

İnanmayan yaşlı gözlerim ile kafamı olumlu anlamda salladım . Ben çok yoruldum be hayat nolur gelme artık üstüme . Sesimi ayarlamaya çalışarak konuştum ;

"Sen bana şurdan bir tatlı söylerken ,  bende lavaboya gideyim olur mu ?"

Cenk , kafasını olumlu anlamda sallayarak ekledi ;

"Tabi küçük hanım fakat neli seversiniz yaş pastayı ? "

Kakaolu pastayı hiç sevmememe rağmen ;

"Kakaolu olsun lütfen  ."

Lavabonun yolunu tutarken aklıma gelenleri kendim bile idrak edemiyordum . Neden çilekli pasta yerine kakaolu pasta söylediğimi aklım sorgularken aynaya bakarak fısıldadım ;

"Değişiklik biraz değişiklik iyidir küçük hanım . "

Yüzümü bilmem kaç defa yıkadıktan sonra peçete alarak güzelce kuruladım . Dışarı çıktıktan sonra bekleyen kişi biraz beni şaşırtmıştı . Burak , beni bekliyordu ya da ben öyle hissediyordum . Yanından bir şey deme gereği duymadan giderken kolumu tutması  pardon çok sert bir şekilde tutması canımı yakmıştı . Gözlerimiz buluştuğu zaman kısık bir sesle ;

"Neden bana bunu yaptın ? "

"Burak , kolumu bırak canım acıyor."

"Neden bana bunu yaptın Ezgi ? "

"Burak , kolumu bırak canım acıyor."

"Ezgi neden ? Ha ! Desene neden ? Nasıl sevdin Ezgi , onu ? Onu da benim kadar sevdin mi ? Kahretsin!  Ezgi , benim canım acıyor be . Şurası bak ... Sol yanım . Sol yanım acıyor Ezgi . "

BİR GÜNLÜK SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin