İyi okumalar...
Elbisesindeki hayali tozları elleriyle silkerken,yaptığı bukleli saçlarını kabarttı ve aynada kendini ilgiyle süzdü.Masasında her daim bulunan parfümünü bu kez biraz daha fazla sıkarak hoşnut bir vaziyette gülümsedi.Arkasını döndüğünde beni yeni fark etmiş olacak ki önce irkildi ardından gülümseyerek yanağımdan bir makas aldı.
"Günaydın."dedi neşe akan sesiyle.Her daim gülümseyen yüzü bugün daha da gülümsüyordu.Gözleri ışıkla parlarken,bu kadar özenli olmasının nedenini merak etmiştim.
"Günaydın."dedim ben de.Ayağına giydiği topuklu ayakkabılarla benim boyuma yetişebilmişti.Her zaman uzun boylu olmamla çemkirir,kendisinin kısa boylu olmasıyla annemi suçlardı.Ablamın bu kıskançlığı tamamen iyi niyetindendi.
"Bu kılıkla nereye gitmeyi planlıyorsun bakalım?"kapı pervazına yaslanmış,ablamı süzen annemle bakışlarımız ona döndü.Yüzünde yapay bir sinir olsa da bu ablama karşı her zaman geçiciydi.
"Arkadaşla buluşacağız."dedi Ablam titrek bir sesle.Yüzüne baktığımda hafiften kızarmaya başladığını gördüm.Annem de bunu fark etmiş olacak ki homurtuya benzer sesler çıkardı.
"Nasıl bir arkadaşmış bu?"dedi ellerini beline koyarak.Ablam daha da kızarmaya başlarken,kıkırdamadan edememiştim.Erkek arkadaşı olduğunu bilmiyordum ve açıkcası tanışmayı çok istiyordum.Ablamı bu durumlara sokmaya sebebiyet veren kişiyi merak etmiştim.
"Bizim okuldan."diye geveledi sonunda.Benden iki yaş büyüktü fakat bu belli olmayacak kadar önemsizdi.Bana her şeyini anlatan ablam,neden bunu saklamıştı?Yüzüm istemsizce asılırken annem bunu fark ederek kaşlarını çattı.
"Üstelik Ellada'ya bile söylememişsin."sesi her zamanki tonundan biraz yüksek çıkmıştı.Ablam bir adım yanıma gelerek kolunu koluma geçirdi.
"Söyleyecektim."diye mırıldandı kafasını omzuma koyarak.İçimdeki hafif kızgınlık buhar olarak uzaklaşırken,saçma sapan düşüncelerime kilit vurmuştum.Ablam elbette ki bana söylerdi ve bunu saklama gereği duymazdı.
"Pekala,gelince en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın.Tabi ben de yanınızda olacağım."dedi ve söz hakkı bırakmadan odadan çıktı.Ablam kafasını kaldırıp gözlerime baktığında üzgün olduğunu belli etti.
"Bana kırılmadın değil mi?"dedi titreyen sesiyle.Birbirimize o kadar bağlıydık ki küs olma ihtimalimizin düşüncesi bile bizi üzerdi.Kafamı iki yana salladım ve kollarımı beline doladım.
"Sadece daha önce bilmeyi isterdim."dedim sitemle.Belime daha sıkı sarıldı ve saçlarıma ufak bir öpücük kondurdu.
"Gördün mü senin kadar uzunum."dedi geri çekilip konuyu değiştirmek istercesine.Üstelemedim ve gülümsedim.
"Ellada,çok güzelsin bunu bil."dedi saçlarıma elini uzatıp okşarken.Kafamı yere eğerek kızaran yanaklarımı gizledim.Ablam çok sık dile getirmese de arada güzel olduğumu vurgulardı.Elini çektiğinde kafamı yavaşça kaldırdım.
"Sen daha da güzelsin."dedim utanarak.Bu lafta kalan bir sözdü.İkimiz de adımız kadar emindik bundan.Kendimi övmeyi oldum olası sevmezdim fakat gerçekleri de görmezden gelemezdim.Ablam oldukça güzel kızdı.Çirkin kelimesinin yakınından bile geçmediği yüze sahipti ama aynada gördüğümüz kadarıyla benim güzelliğim aşikardı.
Dikkat çekici yüz hatlarına sahiptim.Elmacık kemiklerim belirgindi ve yanaklarım kendiliğinden pembeliğe sahipti.Beyaz tenimi çevreleyen kahverengi saçlarım,uzun olmasa da göğüs kısmıma kadar geliyordu.Yüzümde belki de en dikkat çekici olan gözlerim,mavi ile yeşilin karışımı gibiydi.Burnum küçüktü ve dudaklarım dolgunluğuyla bunu tamamlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...