Keyifli okumalar...Bulunduğum şehrin ait olduğu ülke neresiydi hiçbir fikrim yoktu.Türkçe konuşulması,beni Türkiye'de olduğum hissine inandırmıyordu.Önceden duymadığım bu şehir,şimdilerde bir türlü gidemediğim bir yere dönüşmüştü.Mira'nın hayatını kurtardığımı düşünüyordum aksi taktirde burada durmazdım.
"Artık isim tak şu kediye."dedi Mavi ayağına dolanan beyaz tüy yumağına bakarak.Düşüncelerim,kediye isim bulmak kadar kolay bir yönü tercih etmiyordu.Israrla dün sabah yaşanılanlar dolanıyordu bilinmeyen ıssız odalarımda.
Yanağımdaki sıcaklık hala dünki gibiydi.Dudaklarının baskısı karıncaların oluşmasına sebep olmuş,aradan geçen bir gün kalbimin ritmini her hatırladığımda hızlanmasına mani olamamıştı.Sıcak nefesinin baskısını yalnızca yanağımda değil,tüm uzuvlarımda hissederek kavrulmuştum.
Gürültü eşliğinde çalınan kapıyla birlikte düşüncelerimden sıyrıldım ve gözlerimi kapıyı korkuyla açan Alina'ya çevirdim.Açılan kapının ardından delici bakışlar odağını kolayca bulmuş,üzerime kilitlenmişti.Sağ kaşını kaldırdı ve kafasını belli belirsiz oynatarak dışarı gelmemi belirtti.Emin olamamıştım fakat üstelemedim.Arkasını dönerek arabasına ilerlediğinde peşinden hızla gittim.
Bitmeyen kış,üşümeyen katil ve ev haliyle dışarı çıkan ben.Harika.Kelimenin tam anlamıyla aptaldım.Üzerimde ki pijamalar,ayağımdaki panduf,ev topuzu saçlarımla arkasında öylece dikiliyordum.Arkamdan ses edemeyen kişilere baktım ve güven verircesine gülümsedim.Aras,Derin'in kolunu sıkıca kavramış ve bize gelmesini engeller vaziyette zorlanıyor,Kumsal Yekta'ya sinirle bir şeyler mırıldanıyor,Mavi ve Defne hazırladıkları kahvaltı tabaklarıyla öylece durmuş bize bakıyor,Alina ise usulca kapıyı kapatıyordu.
Tekrar önüme döndüğümde arabasına yaşlanmış,sigarası ağzında asılı vaziyette,kolları göğsünde çaprazlamış halde beni izlediğini fark ettim.
"Üşüyorsun."dedi kollarımı sıkıca sardığım bedenime bakarak.Haklıydı.Üşüyordum ve onun nasıl ince bir ceketle durduğuna hayret ediyordum.Farklıydı.
"Yarım kalan işi bitireceğiz."dedi.Belki de ilk defa bana ben sormadan açıklama yapıyordu.Sesimi çıkartmadım.Muhtemelen dosyasını çaldığımız ve herkesin bizi sevgili sandığı o geceden bahsediyordu.Sigarasını söndürdüğünde arabasına binmiş,alışmaya başladığım sokaklarda ilerlemiştik.
Arabanın klimasını açtığında yan profilimde dolanan bakışlarını hissedebiliyordum.Sıcaklığı biraz daha arttırdığını,altımda ısınan koltuktan anlamıştım.Ellerimi yavaşça çözdüğümde bulunduğum hale lanetler okuyordum.Küçük bir çocuk gibi pijamayla çıkmak da neyin nesiydi?
Gözlerini bir kez daha üzerimde hissettiğimde arabayı durdurmuştu.Geldiğimiz yer onun eviydi.Buraya daha önceleri de gelmiştim.Ses etmeden indik ve bize kapıyı açan Musab'a selam vermeden salona ilerledik.
"Bu halde bile dikkat çekici olabilen nadir kişilerdensin."dedi Musab üzerimde gözlerini gezdirerek.Uzun sürmeden başka bir yöne baktığında yüzünde oluşan sırıtmayı sonradan anlamıştım.Karer'e bakmış ve tepkisini ölçmüştü.Fakat gülünecek bir hali yoktu kimsenin.Tepkisizlikle abisine bakmakla meşguldü.
Musab kesinlikle ukala bir kişilikti."Bu sefer ki görevini söyledin mi ona kardeşim?"dedi yüzünde yaramaz çocuk gülümsemesiyle.Yarım kalan işi tamamlamak sandığımdan kolay olmayacağına benziyordu.
"Söyleyeceğim."dedi dişlerinin arasından Karer.İşine karışılmasından memnun değildi anlaşılan.Musab önümde ki deri koltuğa oturduğunda iyice yayıldı ve komedi filmi izliyormuş gibi gözleri ikimiz arasında keyifle turladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...