İyi okumalar...Belirsizlikle harmanlanmış sessizliğim,yumruk yaptığım ellerimi çözmemle son bulacaktı.Sinirle kasılan çenem,bakışlarımdaki öfkeyle kavruluyordu.Sözleri,içimdeki nefrete bir odun misali yanmasına sebep olurken,kavrulan sıcaktan ötürü küle dönen ablamı aklıma getiriyordu.Yüzüne her baktığımda ablamın masum çehresi beliriyordu zihnimde.Ondan nefret etmemek için bir sebebim yokken,ses tonunun her kulağıma varışında midem çalkalanıyordu.
Gözlerimin dolmasına izin vermeyeceğim gibi,karşısında ağlamama kesinlikle müsade etmezdim.Günlerdir rüyalarıma giren Ablam,beni yaşamında da olduğu gibi geceleri yalnız bırakmıyordu.Somut olarak yanımda olamasa da,kendini bana belli ediyor,küçükken ağladığım zamanlarda yaptığı gibi saçımı okşayarak bildiği tek ninniyi söylüyordu.Beynimin içinde yankı yapan sesi,öylesine güzel ve öylesine netti ki gerçek sanmamak elde değildi.Oysaki o,gerçek olamayacak kadar hayallerimdeydi.
"Ellada."dedim sıktığım çenemi zorlukla aralayarak.Gözlerim dolmamıştı,aksine öfkeyle bakmaya devam ederken başımı eğmeden biraz daha kaldırdım.Sigarasını yere atarak ayağının ucuyla ezdikten sonra bakışlarım tekrar gözlerini buldu.
"Zehir."diye bastırdı inadına.Çenem her kelimesinde biraz daha kasılıyor,kaşlarım olağanca çatılıyordu.Zehir demesindeki amacı her ne kadar çözemesem de soru sormadan arkamı dönerek merdivenleri çıktım.
Derin,tahmin ettiğim gibi dans pistinde kaldığı yerden devam ediyordu.Yanlarına vararak bir müddet öylece izledim.Alina,Kunter'le dans ederken kavga etmeyi de ihmal etmiyorlardı.Derin ve Bora ise dans etmekten ziyade ellerindeki kadehlerle bir şeyler konuşuyorlardı.Bakışları beni bulduğunda yanına gittim.
"Küçük,bir sorun mu var?"dedi Derin endişeyle.Beni neden beklemedin diye sormam çok saçma olacağı için sessiz kalarak başımı iki yana sallamakla yetindim.İkna olmasa da sesini çıkarmadan kadehinden bir yudum daha aldı.
"Duyduğuma göre,güzel dans ediyormuşsun."dedi Bora gülümseyerek.Her ne kadar inkar etsem de Derin söze girerek övmeyi ihmal etmemişti.Sadece aklımdaki düşüncelerle boğuşuyor ve bedenime komut vermeden istediği gibi kıvrılmasına izin veriyordum.
"Haydi benimle dans et."dedi Bora bardağını arkasındaki masalardan birine bırakarak.Keyfim tamamiyle kaçmıştı ve hiç dinç hissetmiyordum.Kafamla olumsuzca reddettiğimde elimi çoktan tutmuştu bile.
"İstemiyorum."diye mızmızlandım fakat o,dinlemiyordu.Beni arkaya doğru savurdu ardından kendine doğru çekerek etrafımda bir tur döndürdü.Ardından elimi çekmemle her ne kadar bozulsa da ses çıkarmadan yerinde kıpırdanmaya devam etti.
"Üzmeyin küçük kızı."dedi Aras yanımıza gelerek.Bora gülümsemeyle bakarken,omuz silkmekle yetinmiştim.Aras beni kolunun altına alarak kafamı göğsüne bastırdı ve saçımı karıştırdı.Hızla iteklediğimde kahkahalar eşliğinde beni bırakarak saçlarıma baktı.Ellerimle düzeltmeye çalışsam da fayda etmiyordu.
"Şunu yapma."dedim sinirli bir tonda.Zaten o adama sinirliydim ve sinirimi onlara atmak istemiyordum.Aras'ın gülen yüzü ciddiyeti alırken gözlerimi ondan çekmiştim.
"Zihnini okuyamıyor olabilirim fakat bu bir şeyler anlamadığım anlamına gelmez.Neyin var?"dedi.Derin ve Bora da merakla bana bakıyorlardı.İşin gıcık kaptığım kısmı da buydu zaten.Ortada dönen bir olay yoktu fakat o adam başlı başına bir nedendi.
"Buradan gitmek istiyorum."dedim üçüne de teker teker bakarak.Cevap vermek yerine masaya doğru ilerledik.Arkalarından onları takip ederek dışarı çıktığımızda Kumsal neden biraz daha durmadığımız hakkında sorular yöneltiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...