➰Kedi➰

120 24 14
                                    


İyi okumalar...

Deri ceketine sıkıcasına sarılı olduğu adam,ayağına giydiği postalların Çamura batıp çıkarken kulak dolduran ıslak sesine önem vermedi.Ellerini ceketinin ceplerine zorlukla tıkmış,yakasını boynuna siper ederek uzun sayılabilecek saçlarına siyah pantolonuyla uyum sağlayan beresini örtmüştü.Burnu soğuk havanın etkisiyle kızarmış,bedeni zorla hareket eder hale bürünmüştü.Büyük ve emin adımları sokakta çınlayan tek sesti şüphesiz.Henüz akşam olmamasına karşın kararan hava,kışın Çetin geçtiğine bir kanıt daha sunuyordu.

Yürüdüğü Arnavut kaldırımında zeminin güzelliğini inceliyor ve geç kalmamış olmasını diliyordu.Her ne kadar yaşı,bu denli sıradan buluşmalarla heyecanlanacak kadar geçmişse de duygularına hakim olamıyordu.Tıpkı onu ilk gördüğünde yaşadığı duyguları tekrar yaşıyor ve beş yıl önceki eylemlerini tekrarlıyordu.Pamukları utandıracak türden yumuşak saçları,adamın eline sadece bir kez yanlışlıkla değmişti.Kızın farkında olmadığı bu olay,adamın unutamadığı bir farkındalıktı.

Sonunda yürüdüğü yollar sonlanmış ve umduğu yere gelmişti.Tam karşısındaki kaldırımda soğuktan titreyen kıza hayranlıkla baktı.Kızaran küçük ellerini birbirine sürterek ısıtmaya çalışırken,parlak gözleri etrafı tarıyordu.Dizlerine gelen gri kaşe montu,uzun saçlarına örttüğü siyah beresi ve sırtına taktığı siyah çantasıyla her ne kadara sıradan olsa da adama göre büyüleyiciydi.Daha fazla bekletmemek için karşı kaldırıma geçti ve kızın görüş alanına girdi.

Saatler kadar uzun sürdüğünü düşündüğü fakat beş dakikayı bile geçmeyen bekleyişi,karşısında görmesi ile son bulmuştu.Kendisinden oldukça uzun ve yapılıydı.Sanki hiç üşümüyormuş gibi gayet olağan bir tavırla ellerini cebinden çıkardı ve parmakları arasında sarkan zinciri ona uzattı.Kız,uzun zamandır etkilendiği adamın yüzünden gözlerini aheste aheste çekti ve zincire çevirdi.Değer vermediği kolyesi,adamın parmakları arasında can buluyordu adeta.Gözleri sanki uzun zamandır aradığı eşyasını bulmuş gibi parladı fakat bu parıltı kalbindeki heyecandandı.

"Düşürmüşsün."dedi sadece fakat bu tek kelime kızın kalbini bir kez daha tekletti.İnsan,karşısındakinin ses tonuyla kavrulabilir miydi?Kız sonunu bile bile kavrulmaya razı oldu ve közlenmiş ateşi kabullendi.

Kafasını usulca sallamayı tercih ederek sesini çıkarmadı.Adam,onun bu çocuksu hallerine karşı tebessüm etti fakat bunu ustalıkla kıza belli etmedi.Kız,baş harfinin yazılı olduğu kolyeye odaklanmış,işaret parmağına dolanan zincire boynunu asmıştı.Bedenini kolyenin devamı gibi soğukta salındırmış ve ölümünü onun elinden istemişti.Ucunda sarkan baş harfi,ayağının altındaki sandalyeydi ve ani bir hareketinde yerle bir olup,ruhu özgürlüğüne kavuşabilirdi.

Taburesi kuvvetliydi ve içinde saklı olan anlamı büyüktü.Değer vermediği kolye,düşüncelerine sızmıştı.Oysa ki önceden o,sadece 'D' harfinin sallandığı basit bir zincirden ibaretti.

~~~~~~~

Uyku kavramının değerini bilebilen insanlardan değildim hiçbir zaman.Uyku benim için maksimum altı saatlik bir dilimi dolduran ve güneşin doğmasına karşılık gelen erken saatlerde sonlanırdı.Erken kalkmak alışkanlık değildi,aksine bu doğuştan gelen bir özellikti.Kimi zaman bir çok faydası dokunurken kimi zaman eziyet gibiydi.Kalktığımda üzerimde bir mahmurluk,gözlerimde oluşan kan damarları veyahut sürekli esneyen bir çenem olmuyordu.Gayet dinç,güne zihinde başlıyordum.

Duman'a geldiğimden bu yana,beni ne buranın havası çarpmıştı ne de erken kalkmalarım sonlanmıştı.Güneşin doğuşunu pencere arkasından izlemeyi özlesem de gökyüzüne bakamadığımdan ötürü özlememime perde örtüyordum.Şimdi de erken kalktığım bir günün daha başlarını yaşıyordum.Göl evinden geleli yaklaştık iki gün olmuştu ve bu iki günde aklımı kurcalayan bir takım sorular vardı.Karer dediği gibi bana bahsettiği zehirimi yönetmeyi öğretebilecek miydi?Böyle bir şeyi neden yapmak istediğini anlayamıyordum.Benim öğrenmem onun için bir tehlike oluşturmalıydı.

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin