➰Gece Karası➰

103 18 12
                                    


İyi okumalar...

Ağaçların herbir dalındaki yapraklar kadar çok sırrım vardı benim.Zaman zaman yere düşerek kaybolan,Zaman zaman kök salmama yardım ederek daha da dallarıma saplanan.Yaprak tanelerindeki saplar bir nevi acılarımdı.İçime işleyen ve sırlarımın bana tutunmasını sağlayarak dışarıdan ulaşılmaz görünümü veren.Bazen bir rüzgar eser acılarımla birlikte güçsüz olan sırlarım kopardı benden.Fakat birkaç yaprak koptu diye çıplak kalır mıydı ağaç?Binlercesi mevcutken bedenimde,köklerimden sökülmem mümkün müydü?

"Sessizsin."dedi usulca yanıma oturan Defne.Başımı ona taraf çevirdiğimde kısa bir baş onaylamasıyla sessizliğime geri büründüm.Ablamın acısı,en büyük ve en sağlam yapraktı belki de.Ne fırtınalar koparsa kopsun o sökülmeyecekti benden.Bunu biliyor,acısını fazlasıyla taşıyordum.

"Böylesi daha güvenli."dedi Kunter de diğer yanıma oturarak.O gecenin üzerinden,Karer'in ağabeyinin geleceği haberini verdikleri andan üç gün geçmişti.Bu üç günde sabahları dışarı çıkmamış,akşama kadar evde oturmuştum.İstesem giderdim fakat kendimi iyi hissetmiyordum.Hastalığım o geceden sonra daha da artmış,bu sabaha kadar yataktan çıkamamıştım.

"Dışarı çıkmak istiyorum."dedim başımı karnıma kadar çektiğim dizlerime yaslayarak.Evde bunalmıştım ve temiz hava almaya ihtiyacım vardı.Defne kuşkuyla Kunter'e baktığında,Kunter kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Hem bize de bir değişiklik olur."dedi Defne benim isteğimi gerçekleştirebilmek için.Kalbinin güzelliği yüzüne yansımıştı tam olarak.Minnet dolu bir gülümsemeyi ona yolladığımda elini omzuma koyarak hafifçe ovaladı.Sanırım bu,önemli değil demekti.

"On dakikanız var."dedi Aras kapının kenarında durmuş bize bakarak.Yerimizden hızla kalktığımızda ilkten başım dönse de hızla kendime gelerek Aras'a odaklandım.

"Teşekkürler."dedim sessizce.Gözlerime uzunca bakarak gülümsedi ve elini uzatarak saçlarımı karıştırdı.Geri çekilerek sinirle ona baktığımda gülümsemesi daha da büyümüştü.

"Son dokuz dakika."dedi elinde kahve bardağıyla içeri giren Bora.Çatık kaşlarım düzelirken onlara gerçekten de alıştığımı fark ettim.Hızla odaya gittiğimizde dolabıma yönelmiştik.

"Bedenlerimiz uyar mı?"dedi Defne kuşkuyla bana bakarak.Ben sadece biraz daha uzundum o kadar.Pantolon giymemesi gerektiğini söyledim.Aksi takdirde paçaları uzun gelerek komik durabilirdi.

Defne,diz kapağının üzerinde duran,siyah renkte,yüksek bel,kaşe bir etek giydi.Üzerine koyu yeşil,omuzları düşük bir bluz giyerek eteğin içine soktu.Etek ve bluzun buluştuğu noktaya gümüş rengi bezden yapılma kumaşı dolayarak yanda kurdele yaptı ve belinin daha ince görünmesini sağladı.İçine siyah muz çorap ve süet,siyah,topuklu botu da giyerek soğuk havada abes kaçmadı.Saçları zaten düz olduğu için iki yandan küçük bir tutam örerek arkada birleştirdi.Gerçekten de çok hoş gözükmüştü.

Ben ise;yüksek bel,dar paça,siyah kotumu giydim.Üzerine siyah beyaz çizgili,belde sonlanan,ince kazak giydim ve pantolonun yüksek bel olması sayesinde belimin açılmadığına şükrettim.Siyah deri,yandan fermuarlı,topuklu botlarımı ayağıma geçirdim.Bordo renk boyunluğumu takarak bir kez daha hasta olma riskini önlemeye çalıştım.Saçlarımı ise iki yandan balıksırtı örerek tatlı bir görünüm sağladım.Göz kalemi,eyeliner ve toz pembe parlatıcıyla aşırıya kaçmadan parfümü sıktım.Asker yeşili montu kendim giyerken,Defne'nin kendi siyah kaşe montunu giymesini izledim.Yanıma çanta almadan telefonumu cebime koyduğumda paramın olmadığını hatırlayarak en yakın zamanda iş bulacağımı aklıma not ettim.

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin