Bölüme başlamadan önce söylemek istediğim bir şey var.Bir şarkı dinledim,bir sahne canlandı zihnimde.Duman kitabının tüm karakterlerinin baş rolü olduğu...Şimdi bu şarkıyı buraya bırakıyorum ve dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.Dinledikçe bu kitabı hatırlamanız dileği ile...Onur Can Özcan:Kibrit
İyi okumalar...
Zaman sadece geçip gitmekten öte,hayatı sana yaşattıran bir gerçeklik kanıtıydı.İçinde hapsolduğumuz akrep ve yelkovanda,her saniyeyi iyi değerlendirmemiz ve bilinçli hareket etmemizi esas alırdı.Geçmişe dönüp baktığımızda,yaptığımız hatalardan ders almaktan ziyade yapmadığımız eylemleri yüzümüze vururdu.Kimi an öyle geçerdi ki anlayamazdık ve tekrarını yaşamamız hayal gibi gelirdi bize ama kimi an ise dururdu.Öyle ki,soluk aldığımız o kısacık saniye dilimi yelkovanın acizliğine uğramış akrep misali ilerlemez,bedenimizi bütünüyle hapsederdi.Sanki bulunduğum şimdiki durumda da Zaman kavramı benliğinden soyutlanmış,karanlık sokağın bir ucunda elimdeki tabloyla,katilin gözlerine bakarken durmuştu.Ne tenimi ürperten soğuk havayı ne de saçımı arkaya savuran şiddetli rüzgarı hisseder olmuştum.
Derin bir nefes,beraberinde kırpılan bir çift gözü birlikteliğinde sürüklemişti.Tırnaklarımı sıkıcasına gömdüğüm ahşap zeminli tabloda,etimin acizliğine uğrayarak titreyişi görülmeyecek cinsten değildi.Kuruyan alt dudağımı usulca içeri çekerek ıslattığımda,öfkeyle kararan gözlerinin hedefi haline gelmişti.Üst dişlerim halen içeride mahsur kalan alt dudağımı dişlerken,bakışları ahenkle tekrar gözlerimi bulmuştu.İçimde yeşeren duygu korku olmaktan ziyade,kendime duyduğum öfke ve pişmanlıkla sulanan ve dalları göğsümü sıkıca gererek nefes almamı engelleyen sarmaşıklardı.Gözlerindeki karanlık ifade,dalları sulayan en güzel su kabul edilen zemzemdi.
"Bilerek yapmadım."dedim Mırıltı şeklinde çıkan sesimle.Özür dilemek belki de saçmalıktan ibaretti çünkü geri dönüşü olmayan bir eylemi gerçekleştirdiğinde yaptığın kişiye küfür eder gibi söylenen iki kelimeden ibaretti.Kafasını sağ omzuna doğru yatırdığında,gözleri halen gözlerimdeydi.Cebine soktuğu ellerini çıkarmadan omuzlarını aşağı yukarı bir kez hareket ettirdiğinde,önemli olmadığını söyler gibiydi.Şaşkınlıkla açılan gözlerimle bakmaya devam ettiğimde,başını düz konuma getirdi ve bir adım atarak yaklaştı.
"Yenisini çizecektim."dedi ve aramızda asılı kalan tabloyu,diğer ucundan kavrayarak çekti.Hızlıca cam kırıklarının içine fırlattığında çıkan ses,kulak doldursa da bakışlarımı ondan çekmemiştim.Bir adım daha attığında aramızdaki mesafe,bir insanın sığamayacağı kadar azdı.Kafamı usulca kaldırdığımda,usulca eğdiğini fark ettim.İşte şimdi tenimi ürperten soğuk havayı hissediyordum.Üşümeliydim belki de fakat üşümeme engel olacak gözleri,karanlık bir edayla kavruluyordu.İçinde harmanlanan alev,doğrudan bedenimi sarıyor ve rüzgarın yalnızca saçlarımı savurmasına neden oluyordu.
Konuşmadım,Konuşmadı.Bir süre sessizce birbirimiz izledik.Ben onun tüm yüz hatlarını ezberime ucu kanla boyanan mürekkepli kalemle çizerken o,bir sonraki kurbanını dikkatle hafızasına,namlusundaki dumanıyla üflüyordu.Aramızda asla geçilemeyecek olan bir uçurum vardı.Ne köprü kurulup geçilebilir ne de bedenimizi aşağı salabilirdik.Benim önümdeki büyük kaya parçaları ablamın kanıyla harmanlanmış nefretle toprağa bağlıyken onunkiler,bulunduğu durumdaki insanların düşüncelerinden dökülen sır dolu kelimelerle kazınmıştı.
Usulca arkasını döndüğünde ona uyarak takip ettim ve arabasındaki yerimi aldım.Başım ağrımaya başlamıştı ve bu,ilaç içmeden geçecek türden değil gibiydi.Her zaman ilaç kullanan bir tip değildim ve bu yüzden ağrımı tüm gece çekmeye hazırdım.Yol,yanı başımızdan akarken yaptığı hız,gram umrumda değildi.Her zaman yarış motorlarına ilgim olmuştu fakat bırakın kullanmayı,arkasına binememiştim bile.Hızı severdim ve sanki bu,özgürlüğün görünen yüzü gibi gelirdi.Özgürlük kavramı,kısıtlı olduğumuz evren içindeki zorluklarla dolu yaşamın,bizi sınadığı bir kavram değil miydi zaten?Araba durduğunda inmek için kulpu kavradığımda son olarak duyduğum cümleler kafamı karıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...