Zihnim,atlanılması imkansız olan bir uçurumdu.Kimi harfler korkusuzca kenarlarında gezinir kimi anılar tozlanarak kendini aşağı savururdu.Kıyısından dönen kötü düşünceler olduğu gibi,yanaşmaya cüret edemeyen masum hayallerim de vardı.Hayallerimin bir araya gelerek oluşturduğu bir salıncak vardı uçurumun az ötesinde.Masumca toplanılmış ve ürkekçe oluşmuştu.Her zaman doğruyu yüzüme çarpan o kız,salıncağın demirine sıkıca tutunmuş ve saçlarının rüzgarda savrulmasına izin vererek sallanıyordu.Masum hayallerim onu yükseklere çıkartarak uçurumun manzarasını sunuyordu.Kız asice gülümsediğinde salıncak koptu.Kız,uçurumun köşesine kadar savruldu.
Hayallerimin temelini oluşturduğu salıncak,uçurumdan yuvarlanarak yok oldu.~~~~
Gözlerimi hızla açtığımda ne zamandır bu şekildeydim bilmiyorum ama sudan ötürü buruşan parmaklarım,epey zaman geçtiğinin göstergesiydi.Küvetten kalkarak bornozu bedenime doladım ve hızla odama girerek kapıyı ardımdan kilitledim.
Kısa bir kurulanmanın ardından siyah iç çamaşırlarımı giydim.Siyah,dar ve yüksek bel kotu giydikten sonra kırmızı oduncu gömeliğini içine soktum.Krem rengi,bele kadar olan kısa kazağı üzerine geçirerek gömleğin yakalarını üste çıkardım ve belli olmasını sağladım.Saçımı önce kurutup sonra salarak elimle şekil verdiğimde kısa bir göz makyajı ve parlatıcıyla yetinmiştim.Siyah botlarımı ayağıma,kot ceketimi sırtıma ve telefonumun da içinde olduğu küçük siyah çantayı omzuma takmıştım.
Evden çıktığımda sözleştiğimiz gibi İzbe'nin yolunu tuttum.Dün sabah hepimiz beraber kahvaltı yaparken iş istediğimi söylemiş ve erkeklerin baskısı sayesinde İzbe'de çalışmaya başlayacağıma karar vermiştim.Paraya ihtiyacım elbette ki vardı ve boş boş evde oturmaktansa çalışmayı tercih ederdim.
Yirmi dakikadan fazla bir sürenin ardından İzbe'ye gelebilmiştim fakat soluk soluğa kalmıştım.Bu kadar uzak olduğunu bilmiyordum.Aras bana konum atmıştı ve ben de o sayede gelebilmiştim.
"Günaydın küçük."dedi Aras saçımı karıştırarak.Sinirle eline vurduğumda gülümsemekle yetinmişti.Sabahın erken saatleri olması nedeniyle etrafta hiç müşteri yoktu.
"Al bakalım."dedi Yekta kafama muhtemelen giymem gereken kıyafetleri fırlatarak.Bu kıyafet değildi.Sadece siyah bir önlüktü.Belden bağlamalı olduğu için sevinmiştim.Öteki türlü aşçı gibi olurdum.Hızla belime bağladığımda Bora'nın yanına gittim ve onu izlemeye başladım.Bardakları özenle makineden çıkartıp elindeki havluyla kuruluyordu.Ardından dikkatlice rafa yerleştirip bir diğerine geçiyordu.
"Bunu her sabah yapman gerekli.Aksi takdirde akşamları içilecek bardak kalmaz."dedi ve işine geri döndü.Pekala bunu yapabilirdim.Ona yardım etmeye ve bir yandan da alıştırma olması için kenardaki havluyu alarak onun gibi yapmaya başladım.
"Kolay gelsin."dedi neşeli sesiyle Alina.Gülümseyerek bu çocuksu hallerine hayran kaldım.Çantamı ve kot ceketimi çıkartıp Alina'ya uzattığımda yukarı götürmüştü.Muhtemelen çalışanlar için ayrı bir giyinme odası vardı.
"Ellada'nın çalışması iyi olacak."dedi Bora.Herkes kısa bir onaylamadan geçirdikten sonra elemana ihtiyaçları olduğunu anlayabilmiştim.
"Malum 14 şubat geliyor."dedi Kumsal Yekta'ya imalı bir bakış yollayarak.Yekta Kumsal'a oldukça cezbedici bir gülümseme bahşederek onun utanmasına sebep olmuştu.Özel günlerde muhtemelen daha kalabalık oluyordu ve idare etmekte zorlanıyorlardı.
Kapının açılma sesini duyduğumda başımı kaldırarak gelen kişiye baktım.Yirmili yaşların başında gibi görünen,kumral saçlarının altında beliren koyu teni,yeşil gözlerinin iki kat ön planda olmasına neden olmuştu.Düzgün bir vücuda sahip olan bu kişinin gözleri aynı şekilde benim de kim olduğumu sorgular gibi bakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/78091390-288-k33660.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...