Keyifli okumalar...Zorluklar hep var olmuştu.Kimi insana daha fazla yük olurken kimisine az gelirdi.Zorluklar,başarının kıymetini arttırırdı.
Benim için bu pek böyle değildi.Hep ağır gelmişti bana.Her zaman güçsüz kalıp yenik düşen taraf oluyordum.Gerek bedenen gerek ruhen.
Tıpkı şimdi olduğu gibi ne yapacağımı bilemez halde kaldığım zaman sayısı çoktu.Arada kaldığım,gitmeye gönlümün razı gelmediği.Doğru olan neyse onu yapmıştım sürekli fakat ilk kez doğruyu bulamıyordum.Benim için doğru olan hangisiydi?Geri dönüp Mira ile hayatın sıradanlığına dönmek mi,yoksa burada kalıp aranan kişi olmanın verdiği sorumlulukla bazı şeylere yeniden başlamak mı?Karar vermesi zordu.
"Onca zamandır seni mi bekliyorduk biz?"dedi şaşkınlıkla Kunter.Anlatması,anlamaktan daha zordu.Başta şaka yaptığımı düşünseler de sonunda gerçek olduğuna inanmışlardı.
"Peki ama neden beni arıyorlar?" Dedim merakla.Bu konu hakkında hiçbir düşüncem yoktu.
"Bunu öğrenmenin tek bir yolu var."dedi Aras düşünceli bir sesle.Gözlerim merakla ona döndüğünde devam etti.
"Nefes erkekleri."dedi.Bunca zamandır nedenini açıklamıyorlardı.Şimdi açıklayacak değillerdi.
"Anlatmazlar."dedim kafamı iki yana sallayarak.
"Aradıkları kişiyi buldular ama."dedi Kumsal.Benim o kişi olduğumu hiçbir Nefes insanı bilmiyordu.
"Bilmiyorlar."dedim.Açıkçası ben olduğumu öğrenseler ne yapacaklarını merak ediyordum.
"O zaman öğrenecekler."dedi Yekta çenesini sıvazlayarak.Karşılarına çıkıp aranan kişinin ben olduğumu onlara söyleyecek değildim?Tehlikeli olabilirdi.
"Endişelenme."dedi Aras yüzüme dikkatle bakarak.Ben gitmeyi planlarken daha çok kalma planlarımı yapıyorlardı.Kalamazdım.Açıkçası Nefes insanlarından korkuyordum.Saplantılı gibi sürekli aynı yere gelip,bilmedikleri kişiyi arıyorlardı?Bu ne kadar akla yatkındı?Risk almak istemiyordum.Eve gidip sıradan hayatıma devam etmeyi tercih ediyordum.
Ayaklandım ve arkamdan mırıldanan insanları kulak arkası ettim.Nasıl söyleyebilirdim ki gideceğimi?Birbirimize alışmıştık ve bu benim için de zor olacağa benziyordu.Üzerime montu geçirip bedenimi dışarı attım.Aklım karışıktı.Karer benim olduğumu madem biliyordu o halde neden bana o saçma görevi vermişti?Beni bunca zaman neden uğraştırmıştı?Sorsam cevap vermezdi.Sorsam,cevaplarına anlam yükleyemezdim.Sır gibi konuşuyordu ve insanın aklı karışıyordu.
Kolumdan tutulup ters döndürüldüğümde bedenim bir başkasının bedenine çarparak durabildi.Savrulan saçlarım görüş açımı açtığında,bileğimi kavrayan parmaklardan gözümü usulca çekmiştim.Gözlerim,gözlerini bulduğunda ağzını hafifçe aralamıştı.
"Gitme."dedi sessizce.Bunu öylesine sessiz söylemişti ki hayal olduğunu düşünmeden edememiştim.Yutkundum ve dikkatle gözlerine baktım.
"Burada kalamam."dedim boğuk bir sesle.Soğuk havaya alışmayan bedenim,soğuk avuçlarının bileğimi mühürlemesiyle iki kat üşümüştü.
"Seni koruyabilirim."dedi güven verir bir ifadeyle.Rüzgardan Savrulan sarı saçları gözlerini örseledi.İkimiz de bunu önemsemedik.
"Seni kim koruyacak?"dedim usulca.Kimseye yük olmak istemiyordum.Zaten yeterince benim yüzümden zor anlar yaşanmıştı bu şehirde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Teen FictionO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...