Bölüm şarkısı;Mabel Matiz-DeğilsinÖlmedim,hala yaşıyorum.Özür dilerim sizi gerçekten de çok beklettim ama bu beklemeye değer,oldukça uzun ve bence çok güzel bir bölüm oldu.
Bölüm sonunda birkaç sorum olacak cevaplarsanız çok sevinirim.Keyifli okumalar...
~~~
Masum insanların darbe gördüğü bu acımasız hayatta,adalet kavramına ırak kalınıyordu çoğu kez.İyiler üzülür,kötüler kazanır,haklılar ceza alır,suçlular hüküm sürer...Böyle değil miydi hayat dediğimiz tokadı yürek yakan deccal?
Sevgi kurtaracak deniyordu ya insanoğlunu,hangi sevgiydi o?Karşılıksız olanlar da dahil miydi buna?Aksi takdirde pek az karşılıklı sevgi vardı yaşanılan,yaşanıldığı sanılan.Karşılıksız olanlar,masumca içlerinde yeşeren tohumlara su verenlerin ki daha gerçek,daha güzel,daha samimi değil miydi sizce de?
En büyük amaçları;filizlenen ağaçların solmaması,güneşin o küçük fidanları kavurmaması olan bu insanlardan nasıl zarar gelebilirdi?Mutlu olmak en çok onların hakkıyken bizler ne yapıyorduk?Gözü gibi baktıkları fidanların yapraklarını yolmaktan başka ne yapıyorduk?Masumca besledikleri hayallerini paramparça etmekten,onları kocaman bir yalnızlığın içine atmaktan başka ne yapıyorduk?
Bencildik.
Varlığımızla yeşeren fidanları hiç düşünmeden kurutacak kadar bencildik."Yarın sevgililer günü."dedi Alina beni düşüncelerimden hızla ayırarak.Kalbimin sanki görünmez bir elle tutulduğunu,acımasızca sıkıldığını hissettim.İçimde sessizliğini arzulasam da kabullendiğim pervasız kız iki büklüm oldu.
İki haftadır yok.Senin yüzünden.
Kıvrandığı yerden zorlukla konuşmuştu.Biliyordum ki Derin'den bahsediyordu.O gecenin,acısını benimle paylaştığı o uğursuz gecenin ardından tam iki hafta geçmişti.O iki haftadır ne eve ne İzbe'ye ne de başka bir yere gelmişti.Yoktu.
"Yine seni ilgilendirmeyen konulardasın."dedi Kunter her zamanki gibi Alina'ya sataşarak.Alina göz devirmekle yetindi.
"O nerde?"dedim uzun süre sessiz kalmanın verdiği çatallı ve kısık çıkan bir sesle.Bakışlar üzerimde toplansa da ses gelmemişti.Söylememekte haklı oldukları yanlar elbette vardı fakat benim onunla konuşmam gereken konular,onların sergilediği bu tutuma ağır basıyordu.
O seninle konuşmak isteyecek mi?
Dedi kız bu sefer.Sorusu karşısında cevap arasam da bulamadım.İstemezdi.İstemediği için yoktu zaten günlerdir.
"Birçok yerde olabilir."dedi Yekta omuz silkerek.Bu,bilmiyorum havası katılmaya çalışılan bilmişlikti.Kandıramazdı.
"Ama o tek bir yerde."dedim üsteleyerek.Gözlerini kaçırdı ve yenilgisini kabullendi.Bildiğini elbette ki biliyordum.
"Söylesem yerini,ne değişecek?"dedi gözleri tekrar bana dönerken.
"Konuşacağım."dedim.Bu şekilde sürüp gidemezdi hiçbir şey.O,yalnız kalmayı hak etmiyordu.Yalnız kalması gereken bendim.Arkadaşlarıyla oturması gereken değil.
"Peki konuşsan onunla acısını hafifletebilecek misin?Sen onu daha fazla üzmekten başka bir şey yapamazsın."dedi çenesi gerilerek.Sinirlenmekte haklıydı,kızamazdım.Arkadaşıydı ve onu korumaya çalışıyordu.Anlıyordum.
İçimin titrediğini hissettim ve başımı önüme eğdim.Haklıydı.Yine bencillik yapıyordum.Onunla konuşarak içimi rahatlatmak,beni üzmemek için attığı yalandan gülücüklerle kendimi avutmayı düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Genç KurguO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...