İyi okumalar...Dalga sesleri esen rüzgara meydan okur gibi büyük kayalara hırsla çarparken,büyük kayaların üst üste sanki özenle konulmuş gibi küçük bir tepe oluşturuyordu.Tepenin üstünde iki kişi bulunuyor ve hırçın denizin altlarındaki Kaya parçalarına vuruşlarını dinliyorlardı.Soğuk,bulundukları yükseklikte iki kat daha fazlaydı.Bu anlattıklarım eşsiz bir tablonun mükemmelliği olabilirdi belki fakat bahsettiğim gerçeklikte o iki kişiden biri ben,diğeri ablamın katiliydi.
Yüksekten korktuğumu söylediğim halde beni böyle bir yere getirmesi akla mantığa uymuyordu.Üşüdüğümü hissederek montuma biraz daha gömüldüm ve başımı usulca ona çevirdim.Elleri,giydiği siyah pantolonunun cebinden sigara çıkarttı ve dudakları arasına alarak çakmağı yaktı.İçine derin bir soluk alarak kendine has içişiyle başını göğe çevirdi ve dumanı o tarafa savurdu.Rüzgar,savrulan tehlikeli dumanı yüzüme hışımla çarparak tenimin karıncalanmasına sebep oldu.
Kafasını bana taraf çevirdiğinde gözleri gözlerimi bulmuştu.Açıklama bekler gibi baktığımda bakışlarımdaki anlamı anlıyor fakat bilerek ağzını açmıyordu.
"Bu ne şimdi?"dedim etrafımızı göstererek.Sigarasını yere atarak ayağıyla ezdi.Kayalığın ucuna taraf ilerlediğinde onu takip etmedim.Aşağısı serin sularla boğuşuyordu.Aramızdaki mesafeyi epeyce açtığında kayalığın en uç tarafına gelmiş,bana dönmüştü.Kafasıyla yanına gelmemi işaret ettiğinde onaylamazca kafamı salladım.
"Buraya gelemeyecek kadar cesaretsizsin."dedi alayla karışık bulunduğu yeri eliyle işaret ederek.Dalga ve rüzgar sesinden ötürü bağırmak zorunda kalmış,sesini bana zor ulaştırmıştı.Cesaretsiz kelimesinin uyduğu bir kişilik değildim.İçimdeki kıza uyarak ona doğru ilerledim.Attığım her adım,sanki geri dönmek ister gibi bacaklarımı titretiyordu.
"Buradayım."dedim bulunduğumuz noktayı işaret ederek.Kafa sallayarak üzerindeki deri ceketi bir solukta yere attı.Gözlerim şaşkınlıkla irileşirken, o çoktan kazağını da çıkartmış ve çıplak gövdesiyle karşımda durmaktaydı.Yapılı ve düzgün vücudu olduğunu giydiği kıyafetlerden anlayabilirdiniz fakat bu kadarını tahmin edemezdiniz.Kafamı bu saçma düşüncelerden çekerek tekrar ne yapmaya çalıştığına yordum.
"Çıkart."dedi üzerimdekileri işaret ederek.Karşısında soyunacak ve soğuk havaya teslim olacaktım öyle mi?Boş boş suratına bakmaya devam ettiğimde üşümediğini fark ettim.Gayet rahattı,öyle ki titremiyor ve bir sigara daha yakıyordu.
"Ben mi çıkartayım?"dedi kafasını yatırdığı yerden kaldırıp ciddiyetle yüzüme bakarak.
"Çıkartmayacağım."dedim emin bir şekilde.Bir nefes daha çektiğinde dumanı kendince koyverdi.Üzerime doğru hamle yaptığında hızla geri çekildim.
"Çıkart."dedi tehdit edercesine.Kafasından zoru mu vardı?Neden böyle bir şey yaptığını anlamıyordum.
"Umrumda değil,ben gidiyorum."dedim arkamı dönerek.Buraya gelip,onun bahsettiği şu saçma zehirimi öğrenmeye gelmekle hata yapmıştım.Montumun şapkasından tutarak beni kendine çekti ve hışımla fermuarını indirerek montu omuzlarımdan çıkarttı.Neye uğradığımı anlamaya vakit kalmadan soğuk,kendime gelmem gerektiğini vurgularcasına içime işledi.
Bereyi kafamdan alarak montumla birlikte suya fırlattı ve botlarıma gözleri kaydı.Kendi ayakkabılarını çıkartırken ben de kendi botlarımı çıkartmış ve çoraplarımı içine sokmuştum.Onun daha fazla bana müdahale etmesine katlanmazdım.Onun aksine titriyordum ve kollarımı bedenime dolamıştım.Amacı neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
Novela JuvenilO,insanların hafızalarıyla oynayan tehlikeli adamdı.Bilinç altlarına ölümün sinsi düşüncesini fısıldar,karşılarında kanat çırpan melek gibi büyülerdi kurbanlarını.Katil kavramının dahi masum kaldığı bedeni,ölümün vücut bulmuş haliydi.Onun en kıymetl...