Exo'da Türk Kızları

48.BÖLÜM

Şarkı: D.o. Scream

Kalktığımda saat akşam 10'du neredeyse 10 saattir uyuyordum. Etrafıma baktığımda Buse'nin valizini gördüm ama kendi yoktu. Elimi yüzümü yıkayıp üstümü giydim ve aşağıya indim. Aşağıda kimse yoktu ama. Herkes nereye gitti diye düşünürken aklıma telefonuma bakmak geldi.

D.o.dan mesaj vardı.

Eve bugün gelmeyeceğiz. Telefonla arama cevap veremeyiz. Buse de yanımızda.

Diye mesaj atmıştı. Ne olduğunu anlamamıştım. Uykum yoktu ve acıkmıştım zaten. Gidip kendime yemek hazırladım ve televizyonun karşısına geçip yemeye başladım. Açar açmaz karşıma W/Two Worlds çıktı. (izlemeyen kalmasın güzel dizi)

Yazar yine yapmıştı yapacağını. En heycanlı yerinde bitirmişti. Her neyse ya. Of yapacak birşey yoktu. Bu saatte dışarı çıkabilir miyim ki? Gerçi dışarı da napacağım?

D.o.dan

Hiçbirimiz ne onu almaya gitmiştik ne de evdeydik. Buse'yi de almaya gitmemiştik ama eve geldiğinde biz de evdeydik. Yapacağımız şey ona da sürpriz olacaktı ama planı duyduğu için onu da aramıza almak zorunda kaldık. O yüzden sadece Ece'ye sürpriz yapıyoruz. Naptığımıza gelince Ece'nin çok istediği birşey vardı. O da Running Man'a katılmak onu gerçekleştirecektik. O yüzden herkesin takviminde boş yer ayarlamaya çalışıyorduk ve bu akşam bunu düzenleyecektik.

Arama aldım aniden.

Efendim.

Benim Yoo Jae Suk.

Merhaba Sunbae.

Koşmalı bölümü ayarladık.

Teşekkürler sunbae. Bilerek kaybetmeyin Ece nefret ediyor. Karşı tarafın bilerek kaybetmesinden o koşmalı bölümler de ne kadar güçlü olduğunuzu herkes biliyor.

O zaman sizi zorlayacağız.

Tamam iyi geceler sunbae

İyi geceler D.o.

Ayarlamışlar herşeyi bizim de bittiyse işimiz gidelim artık.

Eve geldiğimizde Ece koltuğun üstünde uyuya kalmıştı. Kucaklayıp odasına götürdüm ve yatırdım. Daha sonra bizde yatık.

Eceden

Sabah kalktığımda salonda değil yatağımdaydım. Kim getirmişti bilmiyordum. Buse de kendi yatağındaydı. Zaten kıyafetlerimle uyumuş ve terlemiştim. Banyoya girip güzelce temizlendim ve üstümü giyinip aşağı indim. Buse hala yatıyordu saat 12'ydi. Aşağı da sadece 1 kaç kişi uyanıktı ve hepsi Çinliydi.
Luhan, Lay ve Tao son Çinlimiz kalkmamıştı.

Günaydın.

Günaydın mı?-Luhan

Evet ben yeni kalktığıma göre bana günaydın.

İlla cevap vercen demi?-Lay

Evet.

Burda yediğin yemeği niye götürmedin?-Tao

Uyuya kalmışımdır. Sen mi götürdün sanki?

Yoo.-Tao

Biliyodum. Hiçbiriniz olamazsınız.

Doğru tahmin.-Luhan

Kim olduğunu bul? Bulursan sana ödül vereceğim.-Lay

Hmm... Xiumin ya da D.o. oppa.

1 kişiyi şöyle.-Tao

D.o. oppa beni odama götürmüştür. Burda uyumayayım diye. Xiumin oppa da burayı toplamıştır. Doğru mu?

Evet.-Luhan

Ödülün git bize kahvaltı hazırla.-Lay

Ne güzel ödül. O kadar güzelki bayıldım. Biriniz bana yardım edeceksiniz.

Ben yemek yapmayı bilmiyorum-Tao

Ben hastayım-Lay

Benim işim var-Luhan

Evlenince napacaksınız acaba? Kendim hazırlarım.

Ben yardım ederim-Suho

Gel o zaman lido bey.

Buzdolabına gittim direk ve açtığımda bomboştu.

Ramenden başka yapabileceğimiz hiçbirşey yok. dedim.

Haklısın onu yapalım bari.

Herkese yetecek kadar ramen yaptık ve onu da bitirdik. Kesinlikle alışveriş şartı. 

Ben Buse'yi uyandırmaya gidiyorum sende diğerlerini uyandırırsın artık.

Tamam.

Buse'yi uyandırmaya gittiğimde çoktan kalkmış hazırlanmıştı.

Hadi yemek yiyoruz çabuk in aşağı.

Tamam telefonumu alıp geliyorum.

Beraber aşağı indiğimizde hepsi masanın etrafındaydı.

Ramen mi yiyeceğiz diye söyleniyorlardı.

Gençler buzdolabında birşey varsa getirin onu yiyelim.  dedi Xiumin

Ve devam etti

Yemekten sonra alışverişe çıkalım

Herkes onayladıktan sonra ramenimizi yiyip yukarı hazırlanmaya çıktık.

2 araba gidiyorduk. 3 araba değil ve sığmıştıkta. Ben M'yle gidiyordum. Buse K'yle.

Dışarıya baktığımda market yolu olmadığını gördüm.

Biz nereye gidiyoruz?

Markete. -Kris

İyi de market yolu değil ki bura.

Başka bir markete-Kris

Peki.