-19-

21.5K 995 84
                                    

Rüzgar'dan...

Bu kamp işini şimdiden sevdim. Bu geceyi nasıl geçireceğiz bakalım? Hala dikilen Yaprak'a çadırı işaret ettim. "Hadi gir."

"Hayatta olmaz. Neden seninle aynı çadırda kalmak zorundayım ki?"

"Çünkü gördüğün gibi benden istesende uzak kalamazsın Yaprak."

"İstersem kalırım."

"Peki kal. Kim seni çadırına alır ki?" Yaprak etrafına baktı ve bir çocuğu işaret etti. "İşte şuradaki çocuk. Bence beni çadırına kabul edecek."

"Hah fasulye kadar beyni varsa kabul etmez." Yaprak serçe parmağını uzattı. "İddiaya var mısın?"

"Varım. Kazanacağımı biliyorum ama yine de sorayım, neyine?"

"Kamp boyunca kazananın her istediğini, istisnasız her istediğini yapmaya." Bende serçe parmağımı uzattım. "Pekala."

Yaprak yavaşça çocuğun yanına doğru giderken, boş bulduğum bir odunun üstüne oturarak uzaktan onu izledim. Önce kendini tanıttı sonra gülmeye başladılar. Sonra Yaprak bir şeyler sormaya başladı. Çocuk... onayladı. Hah cidden onayladı.

Yaprak çocukla vedalaştı ve yanıma geldi. " 'Ah çadırında misafir olabilir miyim,benim odun bir nişanlım var da.' dedim ve hemen kabul etti. Buna ne diyorsun elinden kimse kurtulmaz kral Rüzgar?"

"O kadar insan arasından fasulye kadar beyni olanı buldun. Şans!!" dedim ve burun kıvırdım. "Kamp boyunca her istediğimi yapacaksın."

"Başka isteğiniz?"

"Yapacaksın.Rüzgar Seçkin'in yalancı düzenbaz bir herif olduğunu insanlar duymamalı!" Bak sen. Bizim küçük kız büyümüş. "Beni tehdit mi ediyorsun?"

"Tehdit değil  de...uyarı sevgili nişanlım!!"

"Çadıra buyur sevgili nişanlım." Yaprak çadıra girdi. Sen şimdi görürsün, gece uzun.

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚

Eser'den...

Eymen ile uzun süredir boş boş ve sessizce oturuyoruz. Bari bir şeyler yapalım da şu sıkıntım geçsin. "Eee?"

"Ne ee?"

"Bir şeyler yapalım Eymen, ben çok sıkıldım." dedim ve dudak büzdüm. "Gitar bulabilirsek şarkı söyleyebilirim."

"Gerçekten mi?"

"Evet ama gitarı zor buluruz."

"Orasını Eser Nisan Seçkin'e bırak."

Dışarı çıktık. Eymen'i çadırın önünde bırakıp gitar aramaya başladım.bHer önüme gelene 'Pardon fazla gitarınız var mı?' diye sormak ayrı bir çılgınlıktı. En sonunda kamp öğretmenimiz bana bir gitar verdi. Klasik gitar... ve renkleri harika. Siyahın üstüne kırmızı ve sarı ile ateş havası verilmiş.

Gitarı alıp Eymen'e verdim. Yaz geceleri soğuk olduğu için üstüme bir hırka aldım ve abimleri çağırmak için çadıra doğru yöneldim. "Eser?"

"Ha."

"Sadece ikimiz." İkimiz? Eymen ile ben. Yok yok ben kalpten gideceğim galiba. "Peki."

Eymen ormanın sahile uzanan kısmında bir yer buldu ve beni oturttu. Sonra ateşi yaktı. Ateş, müzik, deniz ve Eymen. Daha ne? "Ne söyleyeceksiniz Eymen bey?"

"Hım Barış Akarsu'dan bir şarkı."

"Oo. Beklemedeyim." Eymen boğazını temizledi ve gitarı çalmaya başladı.

"Görmesem daha iyiydi, seni orada o gece.
Aradan yıllar geçti, silinmedin hafızamdan.
Her gece gibi bir geceydi, seni görene kadar.
Birer birer çıktılar yerlerinden, hatıralar... hatıralar... unutulmaz.
Duygularıma esir oluyorum, seni görünce.
İnsan bin kere mi yanıyor, bir kere sevince.
Ruh bedenden ayrılıyor, çekimine girdim.
Bir kere daha yandım ama canım, gördüğüme sevindim."

Tüm şarkı boyunca Eymen'i izledim. Onu ilk kez bu kadar rahat bu kadar uzun izledim. Şarkıyı söylerken sanki yaşıyordu. Yoksa böyle bir şey mi yaşadı? Sahi Eymen hiç aşık oldu mu acaba? Onun hakkında bilmediklerim ne kadar da çok.

Şarkı sırasında Eymen de bana iki kere uzun uzun baktı. İki! Şarkı bitince kısa bir sessizlik oldu.
"Vay be. Harikaydı. Şimdi ben söyleyeceğim."

"Sen?"

"Evet. Bende gitar çalabiliyorum." dedim gurur duyarak. "Emin misin Eser?"

"Tamam çalamıyorum. Sen çal ben söyleyeceğim."

"Tamam hangi şarkı?"

"Yalın- Yağmur." Eymen kafasıyla onayladı ve çalmaya başladı.

"Kışla yaz gibiydik, sen kar tanesi ben güneş.
Çözmek zor bu buzları, yalvarsam ne fark eder?
Çocukça kavgalar bunlar, mazeretler, sebebimiz olmuş yabancı gözler.
Kışla yaz gibiydik, hep aramızda bir yarış.
Belki sen birinci ya da ben ne fark eder?
Çocukça kavgalar bunlar, mazaretler, sebebimiz olmuş yabancı gözler.
Bir küçük yağmur damlası kadar değerim yok mu sende?
Güz ayrıldığımız gündür kim bilir kaçı bitmiş, gözyaşı yok bende.
Bir küçük yağmur damlası kadar değerim yok mu sende?
Güz ayrıldığımız gündür kim bilir kaçı bitmiş, gözyaşı yok bende.
Gözyaşı yok bende. "

Şarkıda bazı kısımlarda Eymen'de bana eşlik etti. Bugün benim için fazla güzel şey olmadı mı?

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚

Yaprak'tan...

Ah ben Rüzgar'dan kaçmaya çalıştıkça o bana yapışıyor. Herif sülük mübarek. Taş sülük bir nişanlı. İnsan başka ne ister? "Rüzgar ayağını çek."

"Hım."

"İddiamızı unutmadın umarım." Bunu dememle Rüzgar bacağımın üstünden ayağını çekti. Hangi ayıcığın ayağı kokar ya? "Rüzgar git ayağının kokusunu geçir."

"Benim ayağım koksa koksa gül kokar."

"Evet, evet bende George Washington."

"Of Yaprak bunu ödetirim sana." Elimle git işareti yaptım. Rüzgar gitti ve benim aklım anca o an çalıştı. Lanet olsun. Karanlık. Rüzgar yok. Sakin ol Yaprak. Alt tarafı karanlık fobin var ve buna ek olarak ormandasın. Bir ses duydum. Titrek olmamasına özen gösterdiğim bir sesle seslendim. "Rüzgar? Sen misin?"

Ses yoktu. Yanlış duydum o zaman. Nefes alışverişimin hızlı olmasını engelleyemiyordum. Gözlerimi kapatıp içimden sayıkladım.1... 2... 3... 4... 5... Bir elin belimi sarmasıyla gözlerimi açtım. Titrediğimi o an farkettim.

"Gördüğün gibi Yaprak, sen bana bağımlısın."

"Rüzgar."

"İstesende uzak duramazsın demiştim." Nemli gözlerimi kırpıştırdım. "Evet duramıyorum. Hep karşıma çıkıyorsun."

"Hep karşına çıkacağım. Seni karanlıktan kurtaracağım."

Yüzümü Rüzgar'a dönüp ona sarıldım. Şu an ikimizde tek uyku tutumundayız. Rüzgar'a fısıldadım.
"Sanırım seninle evlenme fikri artık o kadar kötü değil."

Gülümsediğini hissettim. Kafam göğsünde olduğu için görmedim ama hissettim işte. "İyi geceler uyuşuk kraliçe."

"İyi geceler sülük."

 

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin