-45-

16.6K 910 123
                                    


Enes'ten...

Tek başıma oturup içmeyi düşünmüştüm oldu mu peki? Tabi ki hayır. Dilek teyze ve eniştem de sağolsunlar benimle gelip gecemi mahvettiler.

Eniştem alışık tabi içkiye ama Dilek teyze iyice sarhoş oldu sanırım. Lan kadın kalpten falan gitmesin?! Ne alaka bilmiyorum ama bu cümleyi hep söylemek istemiştim.

"Kayınço fos çıktın ya. Daha ikinciyi içiyorsun değil mi? Dilek teyze bile senden çok içti oğlum." dedi eniştem. Hayır ben kaderimin yasını tutuyorum. Peki siz? "Enişte sen neyin yasını tutuyorsun allasen?" dedim.

"Neyin mi? Neyin mi?? Ben biricik kızımı, prensesimi, şaheserimi gittim, Poyraz'ın oğluna verdim. Daha ne diyorsun sen ya?" dedi eniştem ve bir bardak daha aldı. "Peki Dilek teyze sen?" dedim.

"Bende aşkımın yasını tutuyorum Enes. Platonik takılmak çok zor çok." dedi Dilek teyze. Kadın neredeyse bayılacak hala içiyor.

"Şerefe o zaman." dedim ve bardakları tokuşturduk. "Enes aslında rahmetli kocama çok benziyorsun biliyor musun?" dedi Dilek teyze.

"Yok bilmiyordum." dedim.

"O trafik kazasında öldü. On beş yıl oldu." dedi Dilek teyze ve bardağı kafasına dikti. Nedense içimde bir sıkıntı oldu. Dilek teyze. Demek ki ölen kocasını o kadar çok seviyormuş ki ona benzediğim için benim peşimde. Acaba bende bir gün ablamla eniştemin ya da Dilek teyze ve kocasının -rahmetli- aşkı gibi bir aşk yaşayabilecek miyim? 

Saçmalama oğlum. Aşk diye bir şey yok. Aşk kitap ve sözlerde geçen üç harfli bir kelime sadece. Bu kadar. Gerçek aşk, doğru kişi diye bir şey yok.

Bir bardak daha aldım ve havaya kaldırdım. "Masallardaki sonsuz aşka." dedim.

Sonsuz aşk. Koca bir yalan. Hiçbir şey sonsuz değildir. Hayat bile.

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ 

Rüzgar'dan...

Yanımdaki suratı asık kızı kendime çektim. O da hemen kafasını omzuma koydu. "Yaprak üzülme. Daha çok zamanımız var bebek için."

"Biliyorum ama çok ümitlenmiştim."

"Bak ilaçlarını ihmal etme. Cidden sen mideni nasıl üşüttün?"

"Bilmem. Sorayım mı mideme?"

"Sor bakayım. Orada havalar nasılmış?" dedim ve güldüm. "Ah Rüzgar. Saçmalamakta dünya markası olmaya adaysın."

"Bir dakika sen az önce Rüzgar Seçkin'e laf mı attın?"

"Evet. Ne var?"

"Bunları depresyon moduna veriyorum." Yaprak suratı asık bir şekilde kafasını omzumdan kaldırdı. "Ne oldu?"

"Hiç sadece... sadece eski yapışık, odun, ayı Rüzgar'ı  daha çok seviyorum." Pekala. Gülmemem gerekiyordu. Ama güldüm. Ne yapayım? Ah Yaprak ah. "Sen bunu mu dert ettin?"

"Evet. Sabahtan beri bir kucağına alıp taşımadığın kaldı." Yaprak'ı ani bir hareketle yakalayıp kucağıma aldım. Şimdi yüzü tam önümdeydi ve kirpiklerini inceleyebilirdim. "Sağol Yaprak. Romantik olmak cidden çok zor. Ah sana romantiklik yapacağım diye kilo verdim resmen."

Yaprak dediğime güldü. "Hadi meşhur Seçkin Düğün Tazeleme Törenine geç kalkmak istemeyiz kocacığım."

"Pekala hatunum."

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin