Sanırım huzur bu, sevdiğin adamın kollarında uyumak ve...
"Eylül sıra sende."
Yavaşça ona baktım ve burun kıvırdım. "Ne, sıranın sende olduğunu biliyorsun."
"Hadi ama üç gündür bende, bu sıra ne zaman sana geçecek?" dedi Doruk isyan ederek. Yalan atma. "Ya Doruk hadi, çocuk şişti ağlamaktan."
"Hep ben kalkıyorum. Yarın sıra sende."
Doruk yataktan hızla kalktı. Yavaş kalksana be, burayı zar zor ısıttım zaten. Oh sıcacık. Ben az önce huzur mu dedim? Şaka şaka huzur kim biz kim? Bir kere içinde Doruk gibi katıksız öküz var. Efenin ağlaması kesildi. Aferin Doruk, en azından Efe'yi güzel uyutuyorsun. Artık uykuma devam edebilirim. O sırada yatağa Doruk geldi.
"Aferin Doruk, sen bu işi iyi kaptın." diye mırıldandım. "Kenara kay biraz."
"Niye? Sığmıyor musun?" dedim alamayarak. "Kör müsün sen?"
Gözlerimi açtım ve... o da ne? "Efe niye burada?"
"Çünkü Rüzgâr burada daha rahat uyur ve bende uyuyabilirim." dedi bilmiş bir tavırla. "Efe demek istedin herhalde."
"Hayır onun adı Rüzgâr."
"Efe dedim."
"Adını Rüzgâr Efe koyduk yani ikisi de. Gel bak bir fikrim var." dedi kocam. "Neymiş?"
"İleride Rüzgâr hangisini kullanmak isterse onu kullanacak itiraz yok." dediğinde çok cazip bir teklif yapmış oldu. "Tamam ben Efe'ye güveniyorum. Değil mi anneciğim?"
"Gece kalkanların babası olduğunu öğrenince güvenebilecek misin bakalım?"
Ona yan baktım ama muhtemelen görmedi. "Hah onu ben doğurdum, dokuz koca ay ben karnımda taşıdım, onun için bir sürü kilo aldım. Tabii ki bana inanacak."
"Göreceğiz karıcığım."
Karım demesi hala tüylerimi diken diken ediyor. Ondan kopamıyorum, zaten kopmak isteyen kim kızım? "Onu bırakta, ya Efeyi ezersen ya senin altında kalırsa yavrum."
"Hah duyan da tembel, beceriksiz, sakar olanın ben olduğumu sanacak." dediğinde kaşlarımı çattım. "Tabii ki sensin. İnsanın kendini bilmesi çok güzel."
"Rüzgâr uyanmadan uyusak artık."
"Evet haklısın."
Ama nasıl uyurum bebeğimin canı tehlike altında.Yanında Doruk gibi bir buldozer ayı var. Ay bunu iyi buldum buldozer ayı. "Ay!"
"Ne oldu Eylül? Rüzgâr'a bir şey mi oldu? Sen iyi misin?" dedi Doruk sıçrayarak. "Ah... Doruk... Efenin kalbi bir dakikada 120 kere attı."
"Ah bende bir şey oldu sandım. Deli misin? Uyu kızım uyu." dedi buldozer ayım be yeniden yatarak gözlerini kapattı. "Tamam."
Uyu Eylül uyu! Yok arkadaş olmuyor. Bu gece uyumayasım var. "Ay!"
"Bu sefer ne var?"
"Efenin kalbi bir dakikada 115 kez attı. Doruk neden yavaşladı ya? Hah neden yoksa oğlum-" derken lafımı böldü. "Eylül bak yarın ofise gideceğim, yani uyumak istiyorum. Yani uyu!"
"Of tamam."
Böyle minicik bir kalp yanında atarken, insan nasıl uyur? Sanırım anne olmak böyle bir şey. Sadece onu düşünmek, kendinden önce onu düşünmek. Ve bu duygu... paha biçilmez. O anda Efe ağlamaya başladı. Ağlamasıyla Doruk yerinden sıçradı.
"Pis pis pis... Doruk neden ağlıyor bu çocuk?" dedim pışpışlarken. "Bilmem altı temiz değil mi?"
"Temiz, yatmadan önce değiştirdim."
"O zaman aç... çocuğu emzir Eylül."
Başımla onay verdim. "Tamam."
"Önce sen çık."
"Ne?"
"Çık dedim Doruk."
"Sen ciddisin."
Doruk yüzüme aval aval baktıktan sonra odadan çıktı. Bende Efeyi kucağıma aldım. "Gel bakalım anneye."
Efe yavaş yavaş uyurken bende uyuklamaya başladım. O sırada Doruk geldi. "Çık daha bitmedi sapık."
"Sapık? Senin kocanım kocan. Bu bebek boşa olmadı hani gördüm göreceğimi." dedi ve sırıttı. Başımı eğince devam etti. "Adımız çıktı sapığa inmez kocaya arkadaş bu ne?"
Efe uyuyunca aramıza yatırdım. "Doruk."
"Hım."
"Yarın ofisine gelelim mi Efeyle beraber?" dedim ama bir süre ses gelmedi. "Hım."
"Oley. Efe çok eğleneceğiz oğlum!"
Efe dememe bile kızmıyorsa kesin uyudu. Tamam hadi uyu Eylül. Demesi kolay. Şimdi ben yarın ne giyeceğim? Of of...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
E.D.R.E.
HumorBana Ne Yaptın #2# Doruk ve Eylül'ün evliliğinin ardından Seçkin ailesi büyüyor. •Bana Ne Yaptın serisinin ikinci kitabıdır. •Bu seri iğneleyici bir mizaha sahiptir. Okurken gülmenin yanında eleştirdiğim kişilikleri, olayları, durumları da anlamını...