-5-

28.7K 1.2K 67
                                    

Rüzgar'ı annemlere bırakır bırakmaz hastaneye geldik. Hastaneye geldiğimize Aslı doğumdaydı. Burak ise heyecan ve endişeden tırnaklarını yemeyi geçmiş, parmaklarını yemeye başlamıştı. Allahtan biz gittikte kurtuldu parmakları. "Burak."

"Doruk iyi ki geldiniz kardeşim. Niye bu  kadar uzun sürüyor ki? Bir sorun mu var? Neden kimse haber vermiyor?" dedi arma arkaya endişe dolu sesiyle. Beni de telaşlandırdı bir an. "Hey adamım sakin ol! Gören de sen doğuruyorsun sanacak."

"Ah beklemek çok zor."

"Biliyorum. Bende yaşadım." dediğinde arraya girdim. "Sende mi yaşadın? Doğuma son anda yetiştin sen be!!"

"Ama sonuçta az da olsa yaşadım yani."

Burak endişeden ölürken, Aslı sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Çok tatlı yeşil gözlü bir şey. Normalde bebekler gözlerini ilk iki hafta çok açmaz ama Yaprak öyle değil. Gözleri iri iri etrafını izliyor. Tam Rüzgar'a layık aslında. Aslının odasına gittiğimizde etrafı çığlıklar kapladı.

"Eylül! Başardım Rüzgar'a gelin geldi sonunda başardım." dedi dostum. Hemen ellerini tuttum ve bende çığlık attım. "Aslı! Evet evet evet gelinimiz çok tatlı, dünür olacağız düşünsene."

"Hayali bile çok güzel."

Biz çığlık atarak konuşurken Doruk ve Burak bize anlamsız bakışlar atıyordu. Doruk'un 4 numaralı bakışı "Mal mısın?" anlamında. Bende banane anlamında omuzlarımı silktim. "Kızlar sakin olun. Bir kere neden Yaprak gelinimiz oluyor ki?" dedi kocam.

"Aynen abi neden Rüzgar damadım oluyor?" dedi Burakta. "Evet bir kere Rüzgar Yaprak'ı beğenmez."

"Hah asıl Yaprak Rüzgar'ı beğenmez. Tipsiz bir kere o." dedi Burak yeni doğan kızını savunarak. "Benim oğlum mu? Doruk Seçkin'in oğlu. Heyt be onda seçkin kanı var Burak bey naber?" dedi Doruk ortalığı daha da kızıştırarak.

"Seçkin kanı ne be? Vampir kanı gibi."

"Kıskanma canım."

Onlar kavga ederken bizde onaylamayan ve sinirli bakışlarla onlara bakıyorduk. Bu benim 2 numaralı bakışım."Çabuk özür dile Doruk!" anlamında. Doruk ellerini yana doğru açtı. "Ne, o başlattı!!"

Ben bakışımı sürdürünce derin bir nefes aldı ve devam etti. "Özür dilerim abi."

"Bende özür dilerim abi."

Sonra biz yeni anne ve babayı yalnız bıraktık ve kantine indik. Ay çok acıkmışım. Sabahta yedim baya ama neyse. "Doruk o neydi öyle? Çocuk musunuz siz?"

"Bunu bana sen mi söylüyorsun Eylül?" Ne demek o? "Evet. Kavganız çok anlamsızdı bir kere. Yaprak kesinlikle gelinimiz olacak."

"Hah neden?"

"Çünkü biz öyle planladık."

"Çok mantıklı bir neden. Gerçi bir yerde sen varsan mantık yok orası ayrı."

O sırada etrafta bir koşuşturma oldu. Yeni kaza yapan bir aile getirildi hastaneye. Önümden bir sürü yaralı geçti. Ah hayır kan... Hayır!! Beni kan tutmaz ki, başım dönmeye başlarken Doruk'un elini tuttum. Fısıldayacaktım, ama ne yazık ki beynimi durduramadım ve yere yığıldım.

♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔

Gözlerimi açtığımda kolumda serum ile Aslının odasında, onun yanındaki yatakta yatıyordum. Herkes oradaydı. "Doruk bana ne oldu?"

"Bayıldın. Eylül seni ne zamandan beri kan tutuyor?" dedi şüpheyle. "Hiç tutmaz ki!"

O sırada doktor geldi. Adam konuşmaya başlamadan, bizim soru makinesi soruları yığdı önüne. "Eşimin neyi var?"

"Sadece bayılma. Normal bir durum."

"Nasıl yani? Onu kan tutmaz ki? Yoksa kana fobisi mi var?" dedi merakla. Doktor bize güldü. "Hayır Doruk Bey, sanırım hiç biriniz bilmiyorsunuz."

Aslı, Burak, Doruk ve ben aynı anda aynı şeyi söyledik.

"Neyi?"

Doktor beyin yüzü daha da keyiflendi. "Eylül Hanım. Tebrikler bir aylık hamilesiniz."

Ben şaşkınlıkla Doruk'a bakarken, onun o mükemmel gamzeleri yine ortaya çıktı ve dediği tek bir şey şu oldu.

"Kızımız geliyor aşkım."

 Vay canına.

 

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin