Yaprak'tan...
Bu doğru mu bilmiyorum. Sabah Rüzgar'dan ayrılıp akşam Halil ile buluşmak. Kendimi sürtük gibi hissediyorum. Bana bunu bile hissettirdin Rüzgar. Tebrikler.
Halil yanıma gelince ona gülümsedim. Acı bir gülümseme daha bu hayata. "Hoşgeldin."
"Merhaba bebeğim."
"Ne yapalım?"
"Bilmem ki." Tam o sırada bir ses ile hemen arkama döndüm. "Ben ne yapacağınızı söyleyeyim."
Rüzgar. Sen... Allah aşkına burada ne işin var? "Rüzgar!!"
"Sen Halil hemen gidiyorsun, sen Yaprak benimle gelip anlatacaklarımı dinliyorsun." dedi Rüzgar. "Sen bana karışamazsın." dedim bağırarak.
"Karışırım. Sadece senin istemenle bu nişanı bitireceğimi sandıysan çok yanıldın Yaprak." dedi Rüzgar kolumu tutarak. "Hey kızı bırak." dedi Halil.
Rüzgar yine pis gülüşünü takındı ve alaycı bir sesle konuştu. "Hadi canım başka bir isteğin var mı dostum? Üçe kadar sayıyorum gitmezsen iyi şeyler olmayacak." dedi Rüzgar kararlı bir sesle.
Bu sefer Halil alayla güldü. "Bir... iki.." dedi Rüzgar derin bir nefes alarak. "Üç. Kaybettin dostum." dedi ardından. Rüzgar kolumu bırakıp Halil'in yakasından tuttu.
"Ölmek mi istiyorsun ahbap?" dedi Rüzgar. "Rüzgar...bırak!!" dedim tiz bir çığlıkla.
Ama çığlığım Rüzgar'ın Halil'e yumruk atmasına, Halil yere düşünce onu tekmelemesine engel olmadı. Sanki uzun süredir içinde olan bir siniri çıkarıyordu.
En sonunda etraftan gelen insanlar Rüzgar'ı ayırdı. Rüzgar'da ayrılır ayrılmaz beni kolumdan çekiştirmeye başladı. "Rüzgar bırak! Rüzgar bırak diyorum."
"Sen beni dinleyene kadar seni bırakmıyorum Yaprak."
"Lanet olsun, bırak beni!!"
Rüzgar bu lafımın üstüne beni bırakıp ağaca dayadı. Aynı iki gün önce ormanda olduğu gibi. O zamandan beri ne çok şey yaşadım. Ne kadar da yoruldum.
"Dinle." Rüzgar'ın nefesi boynuma geliyordu. Bir nefes bu kadar mı heyecanlandırıcı olur? "Bak Yaprak bana ne yaptın bilmiyorum. Ama ne yaşadığımı bilmiyorsun. Senin gibi sıradan güzellikte, basit bir kızı bu kadar arzulamamalıydım. Seni hep kırdım, hep uzak tuttum kendimden. Çünkü gerçek Rüzgar'ı sadece sen ortaya çıkardın. Korktum tamam mı? Bunu hiç kendime itiraf edemedim. Ama şimdi ediyorum. Ben senden korktum Yaprak. Anlıyor musun beni?"
"Neden? Neden öptün onu?"
"Seni istedim. Onu öperken bile seni istedim. Cidden bana ne yaptın?"
"Belki de gelip geçen bir arzuydu." Rüzgar uzun süredir birbirine yakın duran dudaklarımızı birleştirdi. Bu sefer farklıydı. Bilmiyorum birkaç saat önce Toprak'ı öpen dudakların beni öpmesi...
"Bu ne bilmiyorum ama kesinlikle gelip geçen bir arzu değil Yaprak."
"Gitmeliyim."
"Gitme."
"Bana zaman vermen gerek Rüzgar. Düşünmem gereken şeyler var." Rüzgar kolunun birini ağaçtan çekerek gitmem için yol açtı. Son kez gözlerine bakıp ayrıldım. Ağlamam mı gerek yoksa gülmem mi? Hiç bir fikrim yok.
♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔♚ ♔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E.D.R.E.
HumorBana Ne Yaptın #2# Doruk ve Eylül'ün evliliğinin ardından Seçkin ailesi büyüyor. •Bana Ne Yaptın serisinin ikinci kitabıdır. •Bu seri iğneleyici bir mizaha sahiptir. Okurken gülmenin yanında eleştirdiğim kişilikleri, olayları, durumları da anlamını...