-6-

27.7K 1.2K 68
                                    

Gerilim dolu anlar... Hadi Rüzgar hadi oğlum. Babayı seç hadi. Hayır anne değil baba. Rüzgar Eylül'ün parmağını sıktı olamaz!!

"İşte benim oğlum aferin bebeğime!" dedi karım keyifle. "Hey ilk benimkini sıktı bir kere!"

"Hadi ama Doruk mızmızsın!"

"Hah ben mi? Tekrar yapacağız!"

"Bu 5. yapışımız zaten.Sen kazanana kadar devam mı edeceğiz?"

"Evet." İnsan hem hamile hem sinirli hemde sabah yeni kalmışken nasıl bu kadar güzel olur? Eylül  bu kadar güzel olursan senin peşindekileri öldürmem gerekecek. "Hadi bakalım Rüzgar tekrar sık parmağı. Sana Rüzgar dememizi istiyorsan babaninkini, Efe dememizi istiyorsan anneninkini sık. Hadi benim yakışıklı oğlum."

Hadi oğlum hadi hadi... Evet işte bu! "Sıktı Eylül, bak benim parmağımı sıktı."

"Hah önceki beş tanede de benimkini sıktı ama saymadın!" dedi ve somurttu. Onlar denemeydi. "Eh benimkini sıktığına göre artık onun adı Rüzgar."

"Doruk sen hep beni üz zaten. Artık beni sevmiyorsun! Davul gibi karnım var. Çok çirkinim, tabi sende haklısın kendine göre." dedi arka arkaya. Birazdan ağlayacak. "Eylül yine başlama."

"Sen hep beni geçiştir zaten. İstersen boşanalım!" Evet bininci kez mi?

"Ah Eylül. Hormonlarını öldürmek istiyorum."

Son dört aydır hep böyle tamam, hamile kızımız her gün büyüyor ama bende insanım. "Kızımızı daha çok seviyorsun değil mi? O yüzden boşanmıyorsun. Doğunca her şey bitecek mi yani?"

Ah hayır yine ağlamaya başladı. Kahvaltı masasından kalkarak Eylül'ün önünde diz çöktüm. "Hadi ama oğlumuzda bu kadar değildi.  Kızımız çok yaramaz şimdiden."

Oh sonunda güldün Eylül, seni güldüreceğim diye şekilden şekile giriyorum. Eylül'ün gözyaşlarını sildim. "Şimdi söyle bakalım bugün ne yapalım?"

"Hamilelik yogası." Ne? Ne yogası ya? Hayatta olmaz ben Doruk Seçkin ve hamilelik yogası. Çok komikti. "Başka bir şey istesen aşkım."

Dur dur hayır yine mi? Ağlama kızım ya! "Sana demiştim artık beni sevmiyorsun!"

"Tamam tamam kabul. Rüzgar ne olacak?"

"Aslılara bırakacağız."

"Tamam. Sen burada dur, ben Rüzgar'ı hazırlayıp geliyorum. Sakın kıpırdama!" Rüzgar'ı alıp odasına çıktık. Oo büyümüşsün Rüzgar Bey. Bir yaşını geçtin tabi normaldir.

"Oğlum bu anneyle ne yapacağız biz ya? Canı sıkıldıkça ağlıyor. Senden çok ağlıyor valla. Sen sen ol annene çekme."

Rüzgarla eşyaları hazır olunca aşağı indik. "Eylül hadi!!"

"Geldim."

"Ne yiyorsun sen?"

"Ben... hiç." dedi ve paketi arkasına sakladı. Ama dudak kenarında ipucu bıraktı. "Pamuk şeker mi?"

"Ya evet nereden bildin?"

"Sadece tahmin ettim. Mesela merdivenlerin altındaki küçük odada pamuk şeker stoğunun olduğunu da tahmin ediyorum." dedim ve sevgili karım büyüyen gözleri ile baktı. "Yuh sen müneccim misin Doruk?"

"Hayır sadece taşırken birazcık azıcık  daha az ses çıksaydın seni görmezdim ve inşallah Doruk görmez diye mırıldanmasaydın hiç haberim olmazdı."

"Pislik!" dedi ama bünye alışınca erki etmedi. "Hey kız doğuracaksan ekşi yemen gerekmez mi?"

"Yok kim dedi onu ya?"

E.D.R.E.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin