Merhabalar!
Bölüm Şarkısı: Hi-Finesse - Believe
Keyifli Okumalar!
Uyandı Eyşan. Şakaklarından alnının tam ortasına doğru ve oradan da göz pınarlarına uzanan dehşet verici bir ağrı vardı başında. Gözleri uyumaktan ya da bilemediği başka bir sebepten ötürü acıyor, diken misali batıyordu. Üstelik bir de burnunun ucunda nefret ettiği hastane ve ilaç kokusunu hissediyordu. Kulaklarında da kalabalığın uğultusu hâkimdi. Hastanede olduğunu anlamaması imkânsızdı.
Birer külçe misali ağırlaşan gözlerini güçlükle araladı ancak tam tepesinde yanan floresan yüzünden hızla geri yummak zorunda kaldı. Aslında başında böyle acı verici bir ağrı varken yeniden uyuyabilmek ne kadar güzel olurdu. Ancak burnunun ucundaki bu ilaç kokusu varlığını koruduğu sürece bu mümkün değildi. Yattığı yatağın da pek rahat olduğunu söyleyemezdi. Sırtı ağrıyordu, başının arkasında da ince bir sızı vardı. Sebebinin ne olduğunu merak etti.
Ve sonra aklına olanlara, yaşananlara dair kesik sahneler üşüştü. Üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilemese de az önce yaşanmışçasına zihninin karanlık odalarında canlılığını koruyan anlar şiddetle vuku buldular gözlerinin önünde. Öyle canlıydı ki sahneler, bir kez daha o ana gitmiş olmaktan korkarak açtı gözlerini. Ve karşısında bir çift safir bakış görmeyi bekliyordu. Tıpkı o anda olduğu gibi, kendini güvende hissederek baktığı o gözleri aradı hızla aralanan gözleri etrafta sırf bu sebeple.
Görüşü bulanık ve dağınıktı. Ortamın beyaz ve fazlasıyla aydınlık olduğunu seçebiliyordu. Bir de hemen başucunda bekleyen birisini... Uzun boylu, tüm beyazlığa ve aydınlığa inat simsiyah... Yüzünü görebilmek için gözlerini kırpıştırma ihtiyacı hisseti Eyşan. Birkaç denemenin ardından görüşü netliğe kavuşurken görmeyi umduğu gözler hayatını kurtardığını düşündüğü adama ait değildi. Gözlerine değen gözler, Taner'in koyu renk bakışlarıydı yalnızca. İçini titretmekten, genç kadına güven vermekten ve hayatını kurtarmaktan çok uzak, onun için artık hiç anlamı olmayan gözlerle buluştu hayal kırıklığıyla dolan bakışları.
"Eyşan," dedi, kadının uyandığını fark ettiğinde heyecanla Taner. "İyi misin?" Eğildi ve elini gece karası saçlarını arasında gezdirdi. Rahatsız olmadı Eyşan, fakat bir şeyler hissetmekten de fersahlarca uzaktaydı.
Bir şeyler söylemek, iyi olduğunu dile getirmek için dudaklarını araladığındaysa boğazının kuruduğunu hissetti. "Su," diye fısıldadı güçlükle. Muhtemelen kapatılan ağzına rağmen bağırmaya çabalarken ses tellerine zarar verdiği için sesi bu denli güç çıkıyordu dudaklarının arasından.
"Hemen!" Eyşan'ın başucundaki komodine uzandı Taner, cam bir bardağa sürahiden su doldurdu. Suyun bardağa akışı bile Eyşan'ın delicesine zonklayan başı için felaket çanları gibi rahatsız ediciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...