Merhaba!
Bölüm Şarkısı: Courrier - Between
Keyifli Okumalar!
Oldukça sıcakladığını hissederek araladı gözlerini Eyşan. Gözlerinin aralanışıyla birlikte başına ince ince saplanan sızı ve gözlerini delip geçen gün ışığı ellerini yüzüne siper etmesine sebep oldu aynı anda. Beyni, kafatasının duvarlarına sert darbelerle çarpıyormuş gibi ağrıyordu başı ve bu hiç hoş hissettirmiyordu. Evin içinden daha sıcak olan geniş yatağın içinde homurdanarak doğruldu ve sırtını yatağın başlığına yaslayıp gözlerini kısarak etrafına bakındı, aynı zamanda parmaklarıyla alnını ovuyordu. Birkaç saat içinde o kadar hızlı ve yoğun alkol almaya alışık olmayan bünyesi şimdi savaş zırhını kuşanmıştı, Eyşan'la kıyasıya bir mücadele içindeydi. Eyşan ise bu mücadeleden galip çıkamayacağını ve bütün günü asla kazanamayacağı bu savaş için çabalayarak geçireceğini açıkça biliyordu.
Homurdanmaya devam ederek duş almak için yataktan kalmaya karar verdi ve yorganı üzerinden atıp ayaklarını yataktan sarkıttı. O sırada gözlerine yatağın başucundaki komodinin üzerine bırakılmış bir bardak su ve ilaç çarptı. Kenarlarına bir not iliştirilmişti, karmaşık bir el yazısı olsa da iki kelimeden ibaret olduğu için anlaşılıyordu.
İç beni.
Eyşan'ın dudakları ilk başta incecik bir tebessümle kıvrılacak gibi olsa da bu tebessüm aynı süratle katledildi ve genç kadının aklına bir önceki gecenin son dakikalarında yaşananlar acımasızca üşüştü.
Mızrap'la konuşmuştu. Ama öyle sıradan değil, açık açık konuşmuştu. Öyle bir konuşmuştu ki hem de, adamın gözlerinin içine bakıp ona âşık olduğunu itiraf etmediği kalmıştı bir tek. Dokunmuştu ona, sakallarının parmak uçlarında bıraktığı sızıyı hâlâ ilk an ki gibi hatırlıyordu Eyşan. Yüzünü buruşturarak gözlerini yumdu ancak fayda etmedi, bu sefer daha korkunç anlar doluştu zihnine. Mızrap'ın karşısında soyunmuştu. Dehşet içinde açtı gözleri, yeşilleri çakmak çakmak parlıyordu. Mızrap'ın arkasını döndüğünü fark etmişti Eyşan lakin bir şekilde onun yanında soyunacak kadar pervasızlaşmış, o kadar umursamaz davranabilecek kadar da sarhoş olmuştu. Utançla dişlerken alt dudağını, damarlarında akan tüm kanın yüzünü istila ettiğini hissediyordu.
Rezil olmuştu. Üstüne üstlük onun koluna sarılarak uyumuştu.
Onun elini tutarak, kokusunu üstüne yorgan ederek gözlerini kapattığı anı hatırladığında istemsizce gülümsedi. Nasıl huzurlu ve güvende hissettiğini anımsadı, Mızrap'ın teninden yayılan sıcaklığın tüm alkollerden daha sarhoş edici olduğunu düşündü. Ya sarhoşluğundan ya da Mızrap'ın varlığına duyduğu güvenden, bir şekilde deliksiz bir uyku uyumuş ve hiç kâbus görmemişti.
Yine de rezil olmuştu!
Etrafına bakındı, bir ses duymak için kulak kesildi. Uyandığında oda da yalnızdı fakat Mızrap'ın da onunla uyuyup uyumadığını merak ediyordu. Uyumadıysa, Eyşan uyuduktan sonra odadan ayrıldıysa bile bir şekilde geri dönmüş ve onun için ilaç bırakmıştı. İlaca ve su bardağına bakıp gülümsemesinin genişlemesine izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...