Güzel Günler!
Bölüm Şarkısı: Zack Hemsey - The Way (Instrumental)
Keyifli Okumalar!
Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi ve üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk/SezaiKarakoç
Kendinden emin, kudretli adımlarıyla sessizce Ali'yi takip eden Mızrap'ın zihninin labirentinde onlarca düşünce kol geziyordu. Bunların en başını Ali'nin dilinin ucunda duranlar çekiyordu. Merak içini bir kurt gibi ufak ufak kemirirken yine de arkadaşına güvenip onun yolunda gidiyor ve onun konuşacağı anı sabırla bekliyordu. Aklının bir parçasıysa salonda yalnız kalan Eyşan'daydı. Onu orada, hem de Aslı'nın olduğu bir yerde tek başına bırakmış olmak huzursuzluğunun yegâne sebebiydi esasında.
"Aslı değil miydi o?"
Balkona doğru ilerleyen adımlarını sekteye uğratmayan Ali'nin sorduğu soru Mızrap'ın kaşlarının çatılmasına, alnındaki bir damarın yüzünün kasılışından mütevellit ürkütücü bir edayla seğirmesine neden oldu. Kadının ismini duymak bile cismi gözlerine yansımışçasına damarlarındaki öfkenin şahlanmasına sebep oluyordu.
"Ben de aynı soruyu sana soracaktım." Mızrap'ın sesi durumdan hoşnutsuzluğunu belli edercesine huysuz ve tekinsizdi. "Ne işi var onun burada? Gözüm görmeyecek onu bir daha demedim mi?"
Başını kısa bir an geriye doğru atıp arkadaşının gergin suratına bakan Ali, "Ne bileyim oğlum ben?" diyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Ancak göremediği bir anda Mızrap'ın ona bakan şüpheli bakışları bu konuda pek de başarılı olamadığının kanıtıydı.
"Sen bilmeyeceksin de kim bilecek Ali? Davetli listesinden sen sorumlu değil miydin?"
"O kadar insan vardı o listede Mızrap!" Balkona ulaştıklarında korkuluklara yaklaşıp arkadaşına döndü Ali. Koyu renk bakışları kendisinden biraz daha uzun olan adamın gecenin loşluğunda daha da şeffaflaşan mermi kadar soğuk gözlerine kilitlendi korkusuzca. "Peşinde koşturduğum işleri saymıyorum bile. Kaçmış işte gözümüzden."
"Yalnız olsaydık," dedi Mızrap ayazlı bir tonda. "Öldürürdüm onu. Biliyorsun değil mi?"
"Daha önce öldüremedin," dedi umursamaz bir ifadeyle Ali. "Şimdi mi öldüreceksin?"
Çenesini ürkütücü bir edayla sağa sola oynatan Mızrap'ın öfkesi gözlerine sıçradı. "Bir dahaki sefere yer mekân dinlemem. Affetmem!"
Genç adamın nefesi buhar olup serin havaya karışırken, Ali cebinden sigara paketini açıp önce Mızrap'a uzattı. Arkadaşı içinden bir tane çekip parmaklarının arasına sıkıştırırken Ali'de kendi payını alıp ona ateşini yaktı. Mızrap sigarasının zehirli dumanından kuvvetli bir nefes çekerken ciğerlerine, Ali'de söyleyeceklerini toparlamak için bir fırsat yakaladı ama geceye diz çöktüren bu puslu adamın daha fazla sabrı kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...