Merhaba!
Bölüm Şarkıları: Ramin Djawadi - The Iron Throne 🎼 Vincenzo - Un Diavolo Scaccia l'altro
Bölümü okuduğunuz tarih ve saat?
Bugün Mızrap Kızıltan'ın doğum günü. En azından onun hatırı için bu bölümü sessiz sedasız geçip gitmezseniz ikimizi de kocaman gülümsetirsiniz.
Keyifli Okumalar!
Not: Efendinin Öyküsü bölümleri Mızrap Kızıltan'ın geçmişini yansıtmaktadır ve hikayenin olağan akışına dahildir. Ayrıca bölüm sonuna bir sürü soru ekledim, göz atmadan gitmeyin lütfen.
🌙
Dünya, cehennemin bir provasıydı.
Belki dünya, cehennemin yalnızca ufacık bir parçasıydı.
Kim bilir belki de dünya, cehennemin ta kendisiydi.
Mızrap'ın artık bundan hiç şüphesi yoktu ve bu fikrin ağına takıldığında on iki yaşına basmasına yalnızca bir haftası kalmıştı. Fakat oradan buradan bulduğu ya da arakladığı kitaplardan okuduğu kadarıyla, cehennemi çoktandır gözünde kusursuzca canlandırabiliyordu. O sonsuz ceza diyarını baştan aşağıya saran kor kızıl ateşleri, günahkâr ruhların ızdırap ve tövbe dolu feryatlarını, zebanilerin bu işkencelerden doyumsuzca zevk alan keyif dolu kahkahalarını. Dehşeti, vahşeti, ateşi korkuyu. Tıpkı dünya gibi. Cehennem bedeller ödenen bir hapishaneydi. Tıpkı dünya gibi. Dünya da insanlara bedeller ödetiyordu.
Peki, Mızrap neyin bedelini ödüyordu?
Annesinin rahmindeyken yetim, göbek bağı düşer düşmez öksüz kalışının bedelini mi? Dokuz yaşındayken bir gece yarısı kanatlarını çırpıp yetimhaneden firar edişinin bedelini mi? İnsanların akşam evlerine iki lokma ekmek götürebilmek için kazandıkları paraları çalan bir hırsız olmasının bedelini mi? Yoksa on ikisine sayılı gün kala, daha çocuk yaşında bir insanın şahdamarına bıçak saplamasının kefaretini mi?
Yüzüne sıçrayan kanın kokusu hâlâ burnunun ucundaydı.
Mızrap, kendi döktüğü kanın kokusuyla yıkandığında daha on ikisinde bile değildi.
Mızrap'ın on iki senelik kısacık çocuk ömründen pek çok sıfat gelip geçmişti. Hiçbirinin güzel bir manası olmadığını kendi de çok iyi biliyordu. Yeni sıfatının bunca zaman boynunda bir yafta gibi taşıdığı nicesinden çok daha kötü olduğunu bildiği gibi. Öksüz ve yetim olmak acınmasına, firari olup sokaklarda kaybolmak görünmez olmasına, çeteye katılıp hırsızlık yapmak ayıplanmasına sebep olmuştu.
Mızrap'ın yeni sıfatı; katildi.
Bir zamanlar ona acıyan, görmeyen ve ayıplayan o gözlerde artık bambaşka bir ışık parlıyordu. Umutsuzluk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...