05.10.18
Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi
***
Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye.
Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular.
Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar.
Çiçekler açma...
Bugün bir şey fark ettim. Aslında Uçurum Serisi'ni ayrı başlıklarda açmak belki de bir hataydı. Bu yüzden bölümler daha fazla ilerlemeden Uçurum Serisi'ni tek bir başlık altında toplamaya karar verdim. Gecenin Kraliçesi'ne ait bölümlerin hepsini gün içinde teker teker Gecelerin Efendisi başlığı altında yeniden yayımlayacağım. Sizler de bu aşamada bana destek olup bölümleri yeniden oylar ve olabildiğince yeniden yorum yapmaya gayret ederseniz çok sevinirim. Kendinize güzel bakın!
Kaldığımız yerden, Gecenin Kraliçesi ile devam ediyoruz. Biraz uzun beklediniz o yüzden gevezeliğimi bölüm sonuna bırakıyorum ama öncesinde bir ufak bilgilendirme yapmak istiyorum. Uzun süre düşündükten sonra bölümlere yeniden oy ve yorum sınırı getirmeye karar verdim. Umarım anlayışla karşılarsınız. Bölüm sonunda görüşmek üzere!
Çiçekler açmadı avuçlarında, gözyaşı yerine kan akıttılar.
Piyon oldukları oyunda Vezir'e ve Şah'a meydan okudular.
Bir varmış bir yokmuş, av olanlar avcı olmuş.
Uyandığında gördüğü ilk şey rengârenk sahte yıldızlarla kaplanmış yüksek beyaz bir tavandı. Çocukluğuna ait bu manidar anı aklını ve kalbini karıştırırken küçük bir yatakta uzandığını fark ederek etrafına bakındı. Odasındaydı. Çocukluğuna ait olan, hiç yaşayamadığı çocukluğunu ve asla yaşanamayacak hayallerini sakladığı gizli kutusunda, odasındaydı. Hiçbir şey değişmemişti, her şey aynıydı fakat hissettirdikleri yabancıydı.
