Güzel Akşamlar!
Bölüm Şarkısı: Sons of Pythagoras - One Man's Thunder
Keyifli Okumalar!
Kıyametler koparken alnından bu kentin
Geceydi... Ansızın seni bir tufan gibi sevdim
Bedenim alabora!/YılmazOdabaşı
Mızrap Kızıltan yine Uçurum'un merdiven altındaki barında yerini almıştı. Bu defa sırtı bar tezgâhına dönük, parlak bakışları puslu mekânın içini hınca hınç doldurup çılgınlar gibi eğlenen kalabalıktaydı. Ritmi yüksek müzik dalga dalga zihnine yayılırken sayamadığı kadar bardak yenilemiş olmasına rağmen alkol, hâlâ damarlarında yeterli etkiyi gösteremeyecek kadar güçsüzdü. Ve Mızrap son zamanlarda geceleri ayık bitirmemek için çok uğraşıyor ancak hiç başarılı olamıyordu. Aynı zamanda bu durum çok canını sıkıyordu.
Uyuyamıyordu günlerdir. Bir gram uyku için çaresizce alkolün hâkimiyeti altına girmeye çalışıyor ancak her demesi hüsranla sonuçlanıyor ve geceleri tekrar sonsuzluğa göz kırpıyordu. Dipsiz yeşil gözlerle birlikte... O gözlerin hayali, uykuları haram kılıyordu Mızrap'a. Gözlerini kırpmaya, kirpiklerinin yanaklarına gölge düşürmesinden korkmaya başlamıştı artık.
Bir şeyler vardı içinde. Sığmıyordu kaburgalarının sur olduğu göğsüne, taşıyordu. Atmayan kalbine öylesine alışmıştı ki, o gece, Eyşan'ı gördüğü o malum gece de kalbinin atışı aklını başından almıyordu. Yine atmıyordu kalbi ancak bir hareket için istemsizce çırpınıyordu Mızrap, anlam veremediği bir şekilde. Bir daha diyordu suskunluğuna alıştığı kalbi, bir kez daha göreyim Eyşan'ı ve bir kez daha kıpırdanayım sıkıştığım bu dehlizde. Mızrap hiç haz etmediği bir şekilde o yeşil kadını tekrar görmenin hasretini göz bebeklerinde büyütüp kalbinde şahlandırıyordu.
Elindeki dibi görmüş bardaktan son bir yudum aldı başını geriye atıp gözlerini yumarak. Aynı anda cüretkâr bir dokunuş gergin omzunda yer edindi. Sıralı kara kirpikleri titredi ve ağırca aralandı kristal bakışları. Başını sola çevirdiğinde kara gözlerinde sarışın bir kadının göz alıcı çehresi şekillendi.
"Mızrap Kızıltan," dedi kadın ince sesinin adamın kulaklarını nasıl tırmaladığını bilmeden. "Değil mi?"
"Kim bilir..." diyen Mızrap küçük ancak anlamlı bir hareketle omzunu hareket ettirdi, kadının eli geldiği hızla teninden uzaklaşırken bara döndü ve bardağını sertçe tezgâha bıraktı. Soran bakışlarla ona bakan barmene başını olumsuzca sallayarak yanıt verdi.
"Seninle tanışabilmek büyük şans benim için."
Mızrap göz ucuyla kadına baktı, yeşil gözlerinin güzel suratındaki eğretiliği yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Hiçbir yeşil, Eyşan'a yakıştığı kadar yakışmıyordu başka bir kadına. Bunu kesif bir acıyla fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...