-47-

4.6K 343 297
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Temas - Gölgeler ve Sessizlik

Instagram: matildanindefteri /matildaesteban

Spotify: Matilda Esteban

Askfm: matildaesteban

İthafları yorumlardan seçiyorum! Oylar 200, yorumlar 250-300 civarlarında olsun mu bu bölüm?

Bölüm sonunda Instagram sayfasında bir soru-cevap yapacağım, beklerim.

Keyifli Okumalar!

Eyşan teninde, hemen elmacık kemiklerinin üstünde hissettiği incecik bir dokunuşla içine derin bir nefes çekti, kalabalık kirpikleri hafifçe titrerken yeşil gözlerini aheste aheste araladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eyşan teninde, hemen elmacık kemiklerinin üstünde hissettiği incecik bir dokunuşla içine derin bir nefes çekti, kalabalık kirpikleri hafifçe titrerken yeşil gözlerini aheste aheste araladı. Daha aralandıkları ilk anda gözlerinin yeşiline iki damla gök mavi bakış damladı, ruhuna karıştı. Gözlerini açmadan, dokunuşunu hissettiği ilk anda o parmakların sahibinin, parmak uçlarıyla tenini okşayan kişinin kim olduğunu anlamıştı ancak gözleriyle onun gözlerinin en derinine bakmak ayrı biz haz veriyordu. Hele ki bunca saattir ondan uzak kalmış, onu bunca efkârla özlemiş ve yolunu gözlemişken gözlerinin mavisine yeniden karışabilmek paha biçilemezdi.

Dudaklarını hoşnut bir tebessüm ele geçirirken, "Merhaba..." diye mırıldandı hem yorgunluk hem de uykudan çatallaşmış bir sesle.

Mızrap'ın dudaklarında ise en başından beri, Eyşan'ı uyurken izlemeye başladığı andan beri derin bir tebessüm vardı. "Merhaba bebeğim..." diye mırıldanırken bu sefer kadının yüzünü avucuyla sarmıştı, başparmağı elmacık kemiğinde boydan boya geziniyordu.

"Ne zaman geldin?" derken yattığı koltukta uzanmayı sürdürdü, kalkmaya yeltenmedi Eyşan. Hatta Mızrap onun tenini böyle okşamaya devam ederse yeniden uykuya dalabilirdi. Her uzvu, tüm eklemleri yorgunluktan sızlıyordu ancak sabırla sessizliğini koruyordu.

"İki saat oluyor."

Parmaklarıyla gözlerini ovuşturup esnerken, "İki saattir mi uyuyorum?" diye sordu genç kadın.

Mızrap çömeldiği yerden kalkıp arkasında kalan sehpaya oturdu. "Üç saat önce geçmişsin buraya."

Eyşan dönüp Mızrap'a göz ucuyla, biraz afacan gözlerle baktı. "Sen ne zamandır yanımdasın peki?"

Mızrap'ın da dudağının sağ köşesi hafifçe seğirdi, gülmemek için kendini dizginlediği belliydi. "Yaklaşık bir saattir."

"Bir saattir beni mi izliyorsun?"

"Ali'yle konuşup Osman abiyi kontrol etmeden önce senin yanına gelseydim muhtemelen bu odadan iki saat boyunca çıkamazdım."

Bunun nedenini çok iyi bildiği için kıkırdayarak yattığı koltukta doğrulup oturdu ve gerinerek etrafına bakındı Eyşan. Gözde'nin hastanedeki odasındaydı. Üç saat önce Gözde zorla onu buraya, Gülayşe Hanım ve Osman Bey'in eşini de bir hasta odasına göndererek büyük bir zafer kazanmıştı. Kendisi de eve gidip, üstüne başına bir çeki düzen verip hızlıca tekrar buraya döneceğini söylemişti. Eyşan ince bileğini saran saatine bakıp Gözde'nin dönüp dönmediğini düşünürken Mızrap da ilgiyle onu izliyordu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin