-10-

9K 581 65
                                    

Güzel Geceler!

Bölüm Şarkısı: Digital Daggers - Feel Like Falling

Keyifli Okumalar!

Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Buldum!"

Ertesi gün sabahın erken bir saatinde Ali'nin Mızrap'ın lüzumsuz olduğuna yorduğu bir heyecanla Uçurum'daki ofise uzanan koridorda yükselen sesi, mavi bakışlı adamın gözlerini yılgınca devirmesine sebep oldu. Aslında birçok basit özelliği bir araya geldiğinde Mızrap Kızıltan özünde sıradan bir adamdı. Mesela o sabah uykusunu alamamıştı ve şüphesiz ki dokunulsa patlayacak bir nükleer bombadan farkı yoktu. Ali'nin kulak tırmalayan, ruh yoran neşeli sesi de onun patlamasını geciktirmektense daha da aceleci davranmasına sebep oluyordu yalnızca.

Ali sesindeki heyecanın kanıtı bir süratle odasına daldığında Mızrap koltuğunda geriye yaslanıp neler saçmalayacağını isteksizce duymayı bekledi lâkin söylenmekten de geri durmadı.

"Sana da günaydın!"

"Gün sana pek aymamış görünüyor," diyen Ali'nin suratını imalı bir sırıtış süslüyordu. "Ama vereceğim haberden sonra bundan böyle gecelerinin bile aydınlanacağını umuyorum bu gidişle."

Beklentisi gittikçe artan Mızrap içinden onun saçma sapan bir şeyler gevelememesi için dua ediyordu. Yoksa elinden bir kaza çıkabilir diye korkuyordu.

"Aydınlat bakalım günümü," derken elini sabırsızlığını desteklemek istercesine salladı. "Ne buldun?"

"Eyşan'ı buldum!"

Kadının ismi bile Mızrap'ın tüm odağının o anki zamandan uzaklaşmasına sebep oldu. Geriye o isim kaldı sadece, Mızrap'ın kulaklarında ve gözlerinde son gördüğü haliyle canlandı ismiyle müsemma kadın. Beklentisi ve merakı gittikçe canlanır ve şahlanırken dudaklarında sabırsız bir sırıtış doğup göz kırptı yeni güne. Tüm benliğini hükmü altına alan kutbunda başına buyruk bir kardelen açtı tüm imkânsız şartlara inat.

"Umarım," dedi Mızrap oturduğu yerden kalkıp ceketini düzeltirken. "Ev ve iş adresini müjde diye bana kakalamak gafletine düşmezsin Ali."

Onun bu küçümseyen tavrına alınan Ali dudak büktü. "O kadar aptal mıyım kardeşim ben?" dedikten sonra kendini takdir eden bir edayla elindeki adres yazılı küçük kâğıdı Mızrap'ın masasına bıraktı. "İşe gittiği her gün öğle yemeğini yediği mekânın adresini buldum. Çocukların söylediğine göre oralarda tanımayan yokmuş zaten Eyşan'ı. Mekân sahibinden sokakta mendil satan çocuklara kadar herkes Eyşan Dündar ismine aşinaymış o semtte." Duraksadı ve dudağının kenarını tavlayan çapkın bir sırıtışla arkadaşına göz kırptı. "Çok seviliyormuş avukat hanım. Hiç mendil almıyor ama birkaç düzine mendil alacak kadar para veriyormuş çocuklara. Bir sürü sokak hayvanını besliyormuş her sabah."

Keyifli bir gülümseme yer buldu kendine, Mızrap'ın yakışıklı yüzünde. "Kedilere fısıldıyor yani."

"Şüphesiz!" diyen Ali az önce saydıklarına inanamıyor gibi görünüyordu. "Çalışacak vakti ne zaman buluyor acaba?"

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin