Merhaba!
Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah - Sigara
Keyifli Okumalar!
Şimdi kim anlar beni?
Soğuk hayat, soğuk duvar;
sıcak bir şey özledim./YılmazOdabaşı
Bulunduğu aracın camından arsız rüzgârla savrulan, yanından hızla geçip gittikleri ağaçlara bakıyordu Eyşan. Dışarısı ne kadar soğuksa, içi öyle sıcaktı. Dışarıda nasıl hızlı esiyorsa rüzgâr, Eyşan'ın içi o kadar kıpırtısızdı. Sessizdi Eyşan'ın içi. Yangın yeriydi göğsünün orta yeri, lakin tek bir parçasının dur demeye yoktu yüzü. O gece kendini ezip geçmişti. Kalbinin diline paslı prangalar vurmuş, o gece kalbini susturabilmek uğruna içini ezip geçmişti. O vakitten sonra, kim Eyşan'ın içindeki prangaların kilidini açabilirdi ki? Kim, Eyşan'ın içini kıpırdatabilirdi tekrar? Eyşan izin vermedikçe kim, ona uzanan gizli yolları açığa çıkarabilirdi?
Daha son nefesini vermemiş onca insanı gömdüğü kalbini de kendi içindeki oyukta infaz etmişti o gece Eyşan. Aklını dinleyebilmek için kalbini ziyan etmişti de aklı da onda kalmamıştı ki. Aklı o hastane koridorundaydı, sevdiği adamın iyi olduğunu biliyor olmasına rağmen feryat figan bağırıyordu ruhu. İyi mi?
Bir karar almak kolaydı, mühim olan aldığın kararın arkasında durabilmek ve onu uygulayabilmekti. Eyşan o yaşına dek aldığı tüm kararların altından alnının akıyla çıkmıştı lakin şimdi adımları tereddütlüydü. Hayatında ilk kez kendine güveni eksik, zihni bulanıktı. İçindeki korku karşısındaki tehlikeye karşı değil kendineydi zira bu defa tehlike karşısında değil içindeydi. İçinde, sol yanında alt edilemez bir kıyamet büyütüyordu. Onu yok etmenin yolunun Mızrap'a arkasını dönmekten geçtiğini sanmıştı fakat o kıyametin içinde daha da çığırından çıktığını hissediyordu. Sebebi Mızrap olan bu kıyamet, ondan uzaktayken daha da genişliyordu Eyşan'ın göğsünde. Eyşan bununla başka nasıl mücadele edeceğini bilememenin çaresizliğinde kıvranıyordu da, sesini kimseye duyuramıyor, kimseden yardım isteyemiyordu. İçindeki kıyametle baş başaydı artık. Yapayalnızdı, daima olduğu gibi.
"Geldik Eyşan Hanım."
Şoför koltuğunda oturan Kadir'in sakin sesiyle birlikte, dikiz aynasına bakıp onunla göz göze geldi Eyşan. Öylesine dalgındı ki, arabanın ne zaman siteye girdiğini ve apartmanın önünde durduğunu anlayamamıştı. Başını sallayarak derin bir nefes aldı ve yılgın bir edayla araçtan indi. Onunla birlikte dışarı çıkan Kadir hızla bagaja ilerledi. Eyşan, çocuğun eşyaları bagajdan çıkarışını izlerken bir araba yanlarına doğru yaklaştı, direksiyonu kırıp apartmanın önündeki otoparka park etti. Aracın plakasını gördüğünde, gelenin Koray olduğunu anlayarak gözlerini devirdi Eyşan.
"Yukarıya kadar ben taşırım bunları Eyşan Hanım."
Dönüp Kadir'in gencecik yüzüne baktı. "Gerek yok," dedi yorgun bir tebessümle. "Ben hallederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...