05.10.18
Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi
***
Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye.
Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular.
Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar.
Çiçekler açma...
Bölüm Şarkıları: Ed Sheeran - Perfect (Birinci Kısım) / Cem Adrian - Sen Benim / Cem Adrian - Kurtar Beni (İkinci Kısım)
Bölümü okuduğunuz tarih ve saat?
İthafları yorumlardan seçiyorum!
220 oy ve 850 yorum görünce yeni bölümü serbest bırakırım!
Sırf sınırı geçmek için yapılmış, karakterlerin önemsiz repliklerini tekrar eden, bir cümleyi beş eşit parçaya bölen yorumları acımayıp sileceğimi de arz ederim.
Bu çok özel bir bölüm. Hem 39 sayfalık uzun bir bölüm hem de kırılma bölümlerinden biri. Bu yüzden sindire sindire, hissederek okumanızı rica ediyorum. Özellikle ikinci kısımdan itibaren. Ve lütfen şu sessizliğinizi bari bu bölüm için kırın, olmaz mı?
Hikayelerin çalma listelerine SPOTİFY'dan ulaşabilirsiniz. İsimleriyle aratmanız ya da matildaesteban'ı bulmanız yeterli. Bulamazsanız bana ulaşabilirsiniz.
Not: Bölüm sonu gevezeliğime uğramayı unutmayın, cast değişikliği meselesiyle ilgili önemli şeyler söyleyeceğim.
Keyifli Okumalar!
🍃
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
vurdular bizi.
keşke kalbimizden vursalardı.
şakağımızdan, sırtımızdan...
ama bizim uçurtmalarımızı kanattılar.
uçamadan kanatlarımızı kırdılar.
bizi ruhumuzdan vurdular.
Dağ evi büyüleyiciydi. Her karışı ve varlığıyla başka bir gezgende, dünyanın kötülüklerinin hüküm süremediği ve gözünü kan bürümüş kalpsiz canavarlarının asla ele geçiremediği, fantastik bir masal diyarına ait gibiydi. Yeşil zemin santimlerce karla kaplıydı, göl üzerinde yürünebilecek kadar kalın bir buz tabakasının altına hapsolmuştu. Rüzgâr uğuldadıkça ormandaki devasa yaşlı ağaçların dallarında biriken karlar Tanrı'nın gökteki ellerinden dökülen beyaz umut taneleri misali savrula savrula gri gökyüzünde oradan oraya uçuşuyorlardı.
Sanki bir kar küresinin içindelerdi.
Keşke hep bir kar küresinin içinde kalsalardı.
Bundan sadece haftalar önce, aslında tam olarak Mızrap'la tanışmadan önce Eyşan kırılmış bir bardağın tamir edilemeyeceğine ve asla eskisi gibi kullanılamayacağına inanırdı. Böylesi bir hasarın onarılabilmesi için bir mucizeden de fazlasının gerektiğini düşünürdü. Ancak şimdi dağ evindeydi. Önceki gelişlerinde kırılan, harap edilen, camları tozla buz olan, duvarlarına kurşunlar saplanan ev sanki hiç o dehşet verici, korku ve şiddet dolu geceyi yaşamamış, saldırıya uğramamış, başlarına yıkılmaya çalışılmamış, zeminine kanlar damlamamış gibi huzur içinde Eyşan'ı kucaklıyordu.
