Güzel Geceler!
Bölüm Şarkısı: Fleurie - Hurricane
Keyifli Okumalar!
Bu takvimler, belki bir gün
Sana yeniden rastlamak için.../YılmazOdabaşı
İstanbul'da gece, tıpkı Mızrap Kızıltan'ın arabası gibi süratle ilerliyordu. Sessizliğini diline dolayan Eyşan ise sokak lambalarının aydınlattığı aracın penceresinden uçarcasına yanlarından geçtikleri sülietleri, yapraklarıyla çiçeklerinden yoksun ağaçları ve bir nebze karanlık denizi izliyordu. Tam bulunduğu noktadan bile soğuk denizin o iç ferahlatan kokusunu duyumsayabiliyordu. Ve tam bu saniyede başını ona doğru çeviren Mızrap'ın dudaklarında cılız bir tebessüm yeşilleniyordu.
"Acıktın mı?"
Adamın genizden yükselen hırıltılı ve boğuk sesini işittiğinde, kocaman olmuş gözlerini ona çevirdi Eyşan. "Hayır!" Diyerek reddetti, aynı zamanda Mızrap'ın bunu nasıl anladığını çözmeye çalışarak.
Mızrap Kızıltan arabayı kırmızı ışıkta durdurdu ve Eyşan'a döndü tekrar. "Miden öyle demiyor ama," dedi, karanlık aracın içinde bile tekinsiz ışıltılarla parlarken gözleri.
"Önemli değil," diyen Eyşan'ın elleri karnında birleşti. Çok acıkmıştı aslında. "Eve az kaldı zaten."
Yeşil ışıkla birlikte büyük aracı yeniden harekete geçiren Mızrap, "Bu gece benim-" dedi ve bir anda Eyşan'ın ona dönen bakışlarını hissederek kelimelerini sertçe yuttu. Bu kadının gözlerinin altında olduğu gibi konuşmak mümkün değildi. Bu yüzden kişiliğine ters bir şekilde Eyşan'ın rahatsız olmayacağı bir şekilde devam etti. "Bu gece benim misafirimsin sonuçta." Döndü ve çapkın bir edayla göz kırptı. "Karnını doyurmazsam nasıl centilmen bir adam olabilirim?"
Az önceki kelimelerin nereye bağlanacağını çok iyi bilen Eyşan kurnaz bir edayla atıldı. "Centilmen misiniz?"
"Değil miyim?"
"Hiç gerek yok."
"Neye?" Mızrap Kızıltan'ın yola odaklanmış yüzünden bile anlaşılabiliyordu durumdan oldukça eğlendiği. "Centilmen olmama mı? Yoksa karnını doyurmaya mı?"
"Her ikisini de!"
Arabayı bir anda sola çekip durdurdu Mızrap Kızıltan. "Emin misin?" dedikten sonra gözleriyle hemen sahil kenarındaki bir noktayı işaret etti Eyşan'a. "Orada enfes bir gece öğünü var. Çok şey kaybedersin."
Eyşan dışarı baktı ve sahil kenarına arabasını kurmuş çevresine toplananlara tavuk pilav satan bir seyyar satıcı gördü. Bu görüntüyle birlikte açlığı daha da bariz bir hal alsa bile daha baskın gelen, tüm gece olduğu gibi Mızrap Kızıltan'la bir an önce yollarını ayırma isteğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Romance05.10.18 Wattys Ödülleri 2018 Kazananı - Modernistler Kategorisi *** Bir varmış bir yokmuş diye başlamadı bu hikâye. Onlar hep vardılar ve oyuna yeni kurallar koydular. Tozpembe rüyalar görmediler, kâbuslarında canavarlarla savaştılar. Çiçekler açma...