Bölüm 7

3.7K 120 21
                                    

Hilaaaaaaal!

Uzaktan göğü yırtmak ister gibi bağıran sesini duyuyordum. Göz yaşlarım yüzümü ıslatıyordu esen sert rüzgar yanaklarımı yalayıp geçiyordu.  Bir adım daha attım. Ayaklarımın altındaki toprak parçasının ezildiğini hissettim ve bir adım daha. Burası Leon ile aşkımızın gizli mabediydi yaşadığım o güzel anlar gözümün önünden geçiyordu şu an ayakta durduğum uçurumun kenarına oturup birbirimize sarılmıştık. Leon gözlerimin içinde kaybolurcasına sayısız kez şiir okumuştu. Dalgaların sesi ile kadife sesi birleşince masallardan fırlamış bu yerde zamanın nasıl geçtiğini anlamazdım. Burukça gülümsedim hic bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Elimle karnımı okşadım. Ayaklarımın ucundan başlayarak ufka doğru uzanan denizin rengi artık mavi değildi. Gökyüzü mavi değildi. Parıldayan güneş sarı değildi. Çimlerin rengi ağaçların rengi yeşil değildi. Herşey griden ibaretti. Beni bir başıma bırakıp gittiğinden bu yana hiç bir renk eskisi kadar parlak ve güzel gelmiyordu. Gözlerimin denizleri kıskandıracak mavilikte olduğunu fisıldamıştı burada. Elimde olsaydı yerküredeki tüm denizlerin kaybolmasını sağlardım.

"Ne yapıyorsunuz küçük hanım durun!"

Bed sesi hemen arkamdan geliyordu.

"Git burdan!" Öfke ile tısladım.

"Değer mi Despinada seni bırakıp giden biri için yaşamınızı sonlandırmaya değer mi!"

"Kapa çeneni! Hepsi sizin yüzünüzden oldu. Sen ve General Vasili!"

Arkamı dönüp baktığımda çok yakınıma geldiğini gördüm.

 "Gelme diyorum gelme!"

Bir adım daha yaklaştım uçurumun kenarına iki karış mesafeden sonra her şey bitecekti. Son bulacaktı.

"Tamam! Tamam! Gelmiyorum dur gelmiyorum!"

Öyle bir bağırıyorduki. Kulaklarımı kapamak istedim. Şu hayatta duyduğum son ses Stavro'nun sesi olmamalıydı. Kararlılıkla arkamı döndüm. Kahkahalar ile gülmeye başladım.

 "Artık tehdit edeceğiniz biri kalmayacak diye mi bu telaşınız?" İçimdeki her şeyi kusacaktım. "Leonla bizi öğrendiğinizden beri yapmadığınız kalmadı. Leonun burda olmamasını fırsat bildiniz. Aklına girdiniz. Onu benimle tehdit ettiniz. Mektubu yüzüme bakarak pis bir sırıtış ile  verdiğinizi hatırlıyorum. Üzerinden bir ay geçti. Her gece o mektubu okudum ben durmadan sabah kadar okudum. "

Sesim fisıltı şeklinde çıkmıştı. Gülümsedim beni sevmediğini bir an olsun düşünmemiştim. Mektupta -seni sevmiyormuşum Hilal. Sadece benim için imkansızdın elde edince sende herkes gibi oldun- yazıyor olsa da beni sevdiğini biliyordum. Gözlerimi gökyüzüne dikip kocaman bir nefes doldurdum ciğerlerime. Bir adım daha attım. Parmak uçlarımın altı denize bakıyordu şimdi.

"Leon korkak bir adam seni hak etmedi!"

"Hiç bir şey bilmiyorsun." Iki elimi karnımda birleştirdim.
"Bilmiyorsun.  Artık yaşayamam."
Usulca okşadım , minik yavrumu hissetmek istercesine ellerimi  çekmedim. Beni affetmeyecekti. Dünyaya gelmesine izin vermeyen annesini hiç bir zaman affetmeyecekti. Göz yaşlarım görüş alanımı bulanıklaştırmıştı.

"Bu kadar çaresiz olan ne Hilal."

Gözlerimi sımsıkı kapatıp boşluğa doğru bir ilerledim. Karnımdan çekilip sırtımın taşla buluşması aynı anda olmuştu.

"Tanrı şahidim olsun seni koruyacağım Despinada."

Merhaba yeni bölüm yazamadım fakat ilerleyen bolumlerden bir kesit getirdim. Yorum yaparsanız bölümler daha çabuk gelir. Sizin fikriniz benim için önemli. 👒👒👒

TEĞMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin