Iyi okumalar 💕
Hilal korku dolu gözler ile kapıya bakıyorken ilk kendine gelen Leon oldu. Hilal'in saçını ve üzerini düzeltmeye başladı, geceliğin kurdelesini sımsıkı bağladı.
"Leon ne yapacağız?"
"Cevdet Albay bu sefer beni kesin öldürecek."
"Hilal kızım!" Azize Hanım'da sesi duyulduğunda Leon iyice paniklemiş saklanacak yer aramaya başlamıştı.
Yatağın altı kendisine küçük gelince küfretti. Aklına gelen fikir ile telaşla odada dönen Hilal'i durdurdu."Aç kapıyı." Sesinin yüksek çıkması eli elini ağzının üzerine kapatıp konuştu Hilal.
"Leon sen delirdin mi?"
"Eğer bizi yakalarlarsa hemen evlendirmek mecburiyetinde kalırlar."
Leon kendisine ağzı açık bakan kızı es geçip kapıya yönelmeye başladı. Ani bir hamle ile arkasına döndü. Eli az önce bağladığı kurdeleye gidince avuç içine inen tokat ile geri çekti.
"Beni evlendirirler ama seninle değil Leon!" Hilal hiddetlenerek ayağını yere vurdu. Annesi küçük küçük tıklamalar ile kapıya vuruyordu, babasının homurtusunu duyuyordu. "Teğmende yerinde yok." Dediğini işitmişti.
"Buna izin vermem!" Leon kaşlarını olabildiğince çattı. Öfkelenmeye başlamıştı. Hilal onu cama doğru iteklediğinde engel olamadı. Cevdet Albay tam bir manyaktı ve dediğini yapardı. Sevdiği kızın başka biri ile evlenmesine zinhar izin vermezdi ancak Hilal'in ağlacak duruma gelen hali, dolan gözleri ile daha fazla onu zor durumda bırakmak istemedi.
Cumbanın tahta parmaklarına tutunarak aşağıya doğru saldı kendini, genç adam bir iki karış sağa kayabilse elma ağacının dallarına ulaşıp yere inebilirdi. "Dikkat et Leon." Hilal pencereyi kapattı yerdeki erkek terliklerini alıp gelişi güzel aşağıya salladı. Gelen tok ses terliklerden birinin Leon'un başına isabet ettiğinin habercisiydi. Alalacele kapıya gidip kilidi çevirdi. Odaya dalan babası ile bakışlarını yere dikti kırmızı yanakları korkudan titreyen kirpikleri ile bir basıldık demediği kalmıştı.
"Ne uykusu bu böyle kızım hem kapı neden kitli?"
"Kitlemeden rahat edemedim Albay."
Azize ise Hilal'in kızaran yanakları ile elini alnına koydu. "Yavrum ateşin var senin terlemişsin de hasta mı oldun?" Allahtan oda karanlıktı dışarıdan gelen ışık aydınlatıyordu içerisini yoksa utancından başını dahi kaldıramazdı. 'Ah bir bilsen neden böyle olduğumu diye geçirdi içinden bir bilseniz...'
"Kırıklığım var biraz. Size noluyor gece vakti baskın yapar gibi."
"Cevdet odaları dolaşmış Leon yerinde yok. Sen biliyor musun nerede?"
"Saçmalamayın canım ben nerden bileceğim nerede olduğunu." Elini havaya savurarak kestirip attı Hilal. Bir an önce gitmelerini istiyordu. Leon'un düşmemesi içinde bir yandan dua ediyordu.
"İzin verirseniz uyuyacağım." Pencereye yönelen babası ile sesi haddinden fazla yüksek çıksada annesi çoktan kapıya yönelmişti.
"Iyice dinlen kuzum. Üzerini de fazla örtme."
Tam cevap vereceği sırada dışardan önce bir patırtı koptu. Gelen düdük sesi ile yerinden sıçradı genç kız, bekçi var kuvvetiyle hırsız var diye bağırıyordu. Cevdet pencereye koşup karanlıkta koşan adamın sülietini gördü. Hızla aşağıya inip silahına davrandı.
Hilal pencereden olabildiğince sarktı ne Leon ne bekçi ortalarda gözükmüyordu. Ailesi onu yakalamasın derken adamı hırsız diye bekçiye yakalatmıştı. Tırnaklarını kemirerek annesinin peşinden salona indi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEĞMEN
FanfictionDizi ile Paralel çokça da bağımsızdır... Hilal ve Leonidas'ın birbirini bulma hikayesi.